Kocama doktorlar paranoyak teşhisi koydular. Dediğinden habersiz hale geldi. Bu rahatsızlığı döneminde bana defalarca "seni boşadım", "defol git" dediği oldu. İslâm fıkhına göre kocamın bu haldeki talâkı geçerli sayılır mi? Şu halde ben ne yapmalıyım?
Rasûlüllah Efendimiz (s.a.) "üç kimseden kalem kaldırılmıştır (tasarrufları geçerli değildir, yaptıkları yazılmaz). Uyuyandan, uyanıncaya dek, çocuktan âkil baliğ oluncaya dek, deliden kendine gelinceye dek" (Buhârî, talâk 11, hudûd 22; Ebû Dâvûd, hudûd 17; Nesaî, talâk 21;Ibn Mace, talâk 15; Dârimî; hudûd 1.; Müsned I/118,140 VI/101) buyurmuşlardır. Bu hadîs-i şerife dayanarak Ibn Kudâme diyor ki: Ilim ehli kimseler, sarhoşluk ve (insanın kendi ihtiyarıyla yaptığı) o anlamdaki şeyler dışında aklı giden insanın boşamasının geçerli olmadığında icma etmişlerdir. Osman, Ali, Saîd b. Müseyyeb, Hasan, Nehaî Sa`bî, Ebû Kilâbe Katâde Zührî Yâhya el-Ensârî, Mâlik, Sevrî, Sâfîî Ashâb-i re`y (Hanefiler) böyle söylemişlerdir. Ayrıca Rasûlüllah`ın (s.a.s.) "Aklı bozuk matuh (bunak) dışında herkesin talâkı geçerlidir" (Buhârî, talâk 11; Tirmizî, talâk 15; ibn Mâce, talâk 15) dediği de rivayet edilmiştir. Çünkü talâk mülkiyeti izale eden bir sözdür. Öyleyse bunda alışveriş gibi akla itibar edilmesi gerekir. Aklının; delirme, bayılma, uyku, ilaç alma, zorla içirilen içki ve aklı giderdiğini bilmeden içtiği böyle birşey ile gitmiş olması durumları eşittir. Bunların hepsi boşamayı geçersiz kılar. Bu konuda değişik görüş de bilinmemektedir: (ibn Kudâme, el-Mugnî VI/113-114) Deli, ma`tuh (atehli, saldırgan olmayan bunak, ifadeleri karışık, tedbiri bozuk) mübersem (menejitten etkilenen),sar`alı, medhus (korku ya da unutmaktan aklı giden) melankolik, panorayak, hastalar da bu hükümde aynıdır. Ancak bunlarda nöbetin bulunmadığı, ya da söylediklerinin farkında oldukları zaman sarfettikleri sözler ve yaptıkları tasarruflar geçerlidir. (Geniş bilgi için bk. Ibn Âbidîn (Âmirâ) N/426-27) Zira boşamanın şartlarından biri de akıldır ve aklı gideren bu tür hastalıklara mübtelâ olanların hasta iken boşanmalarına itibar edilmez. (el-Cezîrî, Kitâbu`I-fıkh`ale-I-Mezâhibi`I-erba`a IV/281)