Fıkıh İlminin Tanımı
Arapça ( فَقِهَ ) fakihe fiilinin mastarı olan fıkıh kelimesi sözlükte; bir şeyi iyice düşünmek, derinlemesine anlamak, bilmek/ilim ve anlamak/fehim gibi anlamlara gelmektedir. Fıkıh kelimesi, ayetlerde ve hadislerde genellikle sözlük anlamıyla kullanılmıştır. Allah Teâlâ ayeti kerime'de şöyle buyurur:
﴿ وَماَ كاَنَ المُْؤْمِنُونَ لَِنفِْرُوا كَٓافَّةًۜ فلَوَْلَ نَفَرَ مِنْ كُلِّ فرِْقةٍَ مِنهُْمْ طَٓائفَِةٌ لَِتَفَقَّهُوا فِ الدّ۪ينِ وَلُِنذِْرُوا قَوْمَهُمْ اذَِا رَجَعُٓوا الَِهِْمْ لَعَلَّهُمْ يَذَْرُونَ ﴾
“(Ne var ki) müminlerin hepsi toptan seferber olacak değillerdir. Öyleyse onların her kesiminden bir grup din konusunda derin bilgi sahibi olmak ve döndükleri zaman, kavimlerini uyarmak için geri kalsa ya! Umulur ki sakınırlar.” (Tevbe suresi, 122. ayet.)
“Allah kimin için hayır dilerse onu dinde anlayış sahibi (fakih) kılar.”
Yukarıdaki ayette geçen ( لِيَتَفَقَّهُوا فِى الدّ۪ينِ ) ibaresindeki ile hadiste geçen ( يُفَقِّهْهُ فِى الدّ۪ينِ ) ibaresindeki fıkıh [ فقه ] kelimesi; dinde, dinî ilimlerde derin anlayış ve kavrayış sahibi olmak anlamına gelmektedir. İmam Mâlik “Fıkıh, Allah’ın kalplere nakşettiği bir nurdur." (Orhan Çeker, Fıkıh Dersleri-1, s. 26.) demiştir.
Peygamber Efendimizin vefatından sonra hicri 2. yüzyılın ortalarından itibaren dinî ilimlerin ortaya çıkmasıyla fıkıh kelimesi terim anlamıyla kullanılmaya başlanmıştır.
Fıkıh kelimesinin bugünkü bilinen anlamda kullanılması ise belirli bir sürecin sonunda olmuştur. Fıkıh kelimesi, ilk dönemlerde İslami ilimlerin hepsini içine alacak şekilde kullanılmıştır.
Kavram olarak fıkıh ilminin iki tanımı yapılmıştır:
- 1- Hanefi mezhebinin imamı olan İmam Âzam Ebû Hanife, fıkhı
şöyle tanımlamaktadır:
اَلْفِقْهُ: مَعْرِفَةُ النَّفْسِ مَا لَهَا وَمَا عَلَيْهَا
"Fıkıh, kişinin lehinde ve aleyhinde olan hükümleri bilmesidir." (Hayreddin Karaman, “Fıkıh”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 13, s.15.)
2-İmam Şâfiî, fıkhı şöyle tanımlamıştır:
اَلْفِقْهُ: اَلْعِلْمُ بِالَْحْكَامِ الشَّرْعِيَّةِ الْعَمَلِيَّةِ الْمُكْتَسَبَةِ مِنْ اَدِلَّتِهَا التَّفْص۪يلِيَّةِ
“Fıkıh; tafsilî delillerden (ayet ve hadislerden) elde edilen dinî amelî hükümleri bilmektir.” (5 Hayreddin Karaman, “Fıkıh”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 13, s.15.)
Mecelle, İmam Şâfiî'nin bu tanımını esas alarak ilk maddesinde fıkhı şöyle tanımlamıştır: “İlmi fıkıh, mesâil-i şer’iyyeyi ameliyyeyi bilmektir.” (Mecelle, md. 1.) Yani, Fıkıh ilmi, dinin uygulamayla ilgili meselelerini bilmektir.
Fıkıh ilmi ile uğraşan âlimlere, fakih veya müçtehit denir. Günümüzde özellikle akademik çevrelerde fıkıh yerine İslam hukuku tabiri kullanılmaktadır. Fıkıh, hukukun bütün konularını ele almaktadır. Fıkhın ibadetler bölümü, ilmihâl denilen müstakil kitaplarda incelenmiştir.
Fıkıh İlminin Amacı ve Önemi
Yüce Allah, insanların bir arada barış, huzur ve güven içerisinde istikrarlı bir şekilde yaşamaları için ilahî kitaplar göndermiştir.
İlahî kitapların, insanın Allah ile olan ilişkisini düzenlemek, insanlar arasında hak ve adaleti tesis etmek gibi amaçları vardır.
Fakihler, İslam dininin temel amaçlarını “mekâsidü’şşerîa” (Şeriatın gayeleri) olarak ifade ederler. (Şâtıbî, el-Muvâfakât, C 2, s.6.) Mekâsidü’şşerîa; Allah ile insan, insan ile insan, insan ile devlet, devlet ile devletler arasındaki ilişkileri düzenleyerek insanların maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak, haksızlıkları engellemek, adaleti, huzuru ve güveni tesis ederek istikrarlı bir toplum düzeni inşa etmektir. (Fahrettin Atar, Fıkıh Usulü, s. 343.)
Fıkıh ilmi, hayatın akışı içerisinde vahiy ile insan davranışlarını buluşturmaktadır. Kur’an ve sünnette yer alan şer’î hükümlerin uygulanmasına ve yaşanmasına köprü olmaktadır.
Her Müslümanın kendisine gerekli olan ibadet ve toplumsal hayatla ilgili fıkıh bilgisini öğrenmesi farzdır.
Fıkıh İlminin Genel Amacı:
- • Varoluş gayemizin Yüce Allah'a kulluk olduğu bilincini kazandırmak,
- • Allah’ın (c.c.) rızasına uygun bir hayat yaşamamıza katkı sağlamak,
- • Kur’an ve sünnette yer alan hükümleri, yaşam tarzına dönüştürmek,
- • Kişilerin hak ve sorumluluklarını belirlemek,
- • Hakların ihlalini ve vazifelerin ihmalini önlemek,
- • Toplumda adalet, barış, huzur ve güveni tesis etmek,
- • Hukuk ile ahlak bütünlüğünü sağlamak ve hukuka saygılı bireyler yetiştirmek,
- • Güven ve huzur içinde istikrarlı bir toplum oluşturmaktır.