İntisap etmek farz veya vacip mi? intisabı olmayan kimsenin imanı nasıldır?
İNTİSAP ETMEK FARZ VEYA VACİP Mİ? İNTİSABI OLMAYAN KİMSENİN İMANI NASILDIR?
İntisap etmek ne farz ne vaciptir. Farz vacipolan şeyler Kur`anı Kerimde Hadisi şerif ve fıkıh kitaplarında açıkça belirtildiği halde söz konusu olan intisap bunlardan sayılmamıştır. İntisap etmekten maksat mürşid,alim ve amil olursa kalp ve ruhu verdiği terbiye ile terbiyelendirmektir ve İslam`ı güzelce alıp onu yaşamaktadır. İntisap ve seyr-i süluk meselesi asr-ı saadette yoktu. Çok zaman sonra icad edilmiştir. Doğuş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. İntisap etmekten maksat Kur`an-ı Kerim ile Hadis-i nebevinin ışığı altında ruh ve kalbi besleyip onu ruhi hastalıklardan korumak olduğuna göre tarikata girmeden de bu işi yürütmek mümkündür. Her tarikat, Kurucusuyla şöhret bulmuştur. Rüfa`i tarikatı. Ahmed er-Rüfai`ye, Kadiri tarikatı Abdü`l-Kadir Geylani`ye, Nakşıbendi tarikadı da Muhammed Beha`eddin en- Nakşibendi`ye mensuptur ve onun lakabıyla şöhret bulmuştur. İmam-ı A`zam, İmam-ı Şafi`i gibi zevat İslam hukukunda müctehid oldukları gibi AbdülKadir Geylani, ahmed Rüfai ve Muhammed en-Nakşibendi gibi zevat da ahlak ve tasavvuf sahasında müctehiddirler. Tarihe göz atıldığında ehl-i tarikatın İslam ve beşeriyete büyük hizmetler verdiklerini görmüş olacağız. Henüz İslam`ın nuruyla nurlanmadan evvel Tatarlar İslam alemini yakıp yıktıkları ve hilafet-i İslamiyeyi ortadan kaldırdıkları zaman İslam inancını ayakta tutan ehl-i tarikat olduğu gibi Osmanlılar da fethettikleri ülkeleri İslama ısındırmak ve orada yerleştirilen müslümanları İslami bilgilerle donatmak hususunda da ehl-i tarikatın büyük rolü olmuştur. Yalnız bu zamanda Allah için İslam davasını yürütüp seyr ü sülük eden mürşıdler çok azalmışlardır. Hatta birçokları salih aba ve ecdadının selahını istismar ederek avam tabakayı arkasından sürüklüyorlar. Bu zamanda hakiki mürşid bulmak çok zordur. İntisab etmek imanın şartlarından veya İslam`ın farz kıldığı bir şey olmadığına göre intisap etmeyen kimsenin imanı yoktur veya zayıfdır denilemez.