İslam hukukuna göre paranın degişmesi ve bununla ilgili hükümler
İSLAM HUKUKUNA GÖRE PARANIN DEĞİŞMESİ VE BUNUNLA İLGİLİ HÜKÜMLER
1- Çağımızdaki ekonomik problemlerin en başta gelenlerinden ve dünya devletlerinin çoğunda bireyi de toplumu da etkileyenlerinden birisi de, şüphesiz "enflasyon` meselesi ve beraberinde getirdiği, paranın satınalma gücüne büyük ve tehlikeli düzeydeki etkisidir. Şöyle ki; enflasyon yüzünden satınalma gücü zayıflar, azalır ve sonuçta da bu; satım eşyası (mal), menfaatler ve hizmetler karşısında paranın değer kaybına yol açar. Nitekim çoğu ülkenin ekonomik politikasi, o ülkeyi, parasının değerini, diğer ülkelerin parasına veya altına oranla düşürmek zorunda bırakır ve uygun oranda düşürür. Bazan da bunun aksine, parasının değerini yükseltmek zorunda kalırve gerekli nispette yükseltir.Günümüzde bazı ülkeler, belirli bir ekonomik politika gereği, sınırları dışında parasının geçerliliğini yasaklamıştır. Netice olarak da başka herhangi bir ülkeye götürülmesine engel olmakta, eğer herhangi bir yolla çıkarılacak olursa, bu sefer de girmesini yasaklamaktadır. Bazı ülkeler de, kendi sınırları dahilinde altınla, ya da kendi parasından başka bir parayla muameleyi yasaklamıştır. Bu uygulama, aksine davranmak caiz olmayan ve aksi yönde yapılan her türlü ittifakın geçersiz sayılacağı, genel bir rejim olarak görülür. Bazı devletler de zaman zaman geçerli paralarını iptal eder ve terim olarak "para" kabul ettiği bir başka parayla değiştirir vs.Iktisadı politikalar açısından durum budur. Bireylerin muameleleri açısından ise; çoğu zaman kişi, acıdığı ve yardım etmek istediği için, belli bir meblağı, belirli bir zamana kadar bir başkasına verir. Gaye, onun ihtiyacını gidermek ve sıkıntısını bertaraf etmektir.Ödeme günü geldiğinde, borç veren görür ki, kendisine dönen meblağ, satınalma gücüne veya altına ve gümüşe, ya dâ, diğer paralara göre; ona karz olarak verdiğin, verdiği gündeki değerinden az, ya da çok fazladır, ya da çok azdır. Isterse rakamda ve nicelikte ona eşit olmuş olsun.Yine çoğu zaman bir tüccar, bir eşyayı, üzerinde anlaştıkları ileri bir zamanda. vadeli olarak ödemek üzere, belli bir para ile satın alır. Zaman gelip ödeme yaklaşınca, taraflardan herbiri, üzerinde anlaştıkları meblağın, satınalma gücü bakımından, ya da diğer paralara oranla kıymeti bakımından durumunun, akdi yaptıkları ve zimmete geçtiği andaki durumuyla değişiklik arzettiğine şahit olur.Ya da çoğu Islâm ülkelerinde âdet olduğu üzere koca, zevcesinin mehrinin bir kısmını, ya da tamamını zimmetinde borç olarak tutar ve ödeme günü ancak, ölüm, ya da ayrılma vakalarıyla gelmiş olur ki, buna "müeccel mehir" tabir edilir. Ama bu müeccel mehir pozisyonlarının hemen hemen hepsinde, işin gerçeği şudur : Mehir olarak kabul edilen ve kocanın zimmetinde borç olarak kalan bu nakdin, verilmesi gerektiği gündeki değerinde, zimmette sabit olduğu gündeki değerine oranla fahiş farklılıklar ortaya çıkmıştır.Bunlar üzerinde duracağımız meselenin sadece bazı şekilleridir. Bunun yanında sorunun sayılamayacak kadar kompleks yan meseleleri, tehlikeli sonuçları ve pek çok boyutları vardır ve değişik sahalarda bireyi, toplumu ve devleti ilgilendirmektedir. Ancak konunun bizi burada ilgilendiren yönü sebebi ve kaynağı ne olursa olsun - para durumlarının değişmesi halinde, malî muamelelerle ilgili olan tarafı ve bunun zimmetlerdeki borçlara etkisidir.Bu yön, gerçekte ve haddi zatında -özellikle bu asırda- çok fazla önem kazanmış ve son derece tehlikeli bir hal almış ise de, ana ilkeleri ve temel prensipleri itibariyle müslümanların muamelelerinde ve fıkıhlarında, geçen bin yıldan daha fazla zamandan beri bilinmekte olan bir şeydir.