KADINLARLA İLGİLİ BAZI GENEL BİLGİLER
Birden fazla koca ile evlenmiş olan kadın, birisinin nikâhında değilken ölmüşse, Cennette onların ahlâkı, en güzel olanı ile beraber olacaktır. Birisinin nikâhında iken ölmüşse onunla beraber olacaktır. (Heysemî, el-Fetava`l-hadisiyye 354)
Kadınların hasta olan yabancı bir erkeği, yada erkeğin hasta olan bir kadını, tesettür şartlarına uyarak, meşru ölçüler içerisinde ziyaret etmesi câizdir. Allah Resûlü Efendimizin hasta kadınları ziyaret etmesi ile ilgili hadîsler vardır. Çünkü hasta ziyareti, Islâm`da önemli bir hak ve terbiye kuralıdır. Allah Resûlü Efendimiz bir hadîslerinde, müslümanın müslüman üzerindeki altı hakkından birinin, hasta iken ziyaret etmesi olduğunu bildirmişve bunda kadın-erkek ayırmamıştır.( Buharî, el-Edebü`l-Müfred I/539; Hattâb es-Subkî, el-menhel VNI/220)
Kadının kocasını ismiyle, "Ahmet!, Hasan!" diye çağırması, Islâmi edebe uygun görülmemiş ve fıkıh kitaplarında bunun "mekruh" olduğu belirtilmiştir. (Ibn Abidîn VI/47 8; Hediyyetül-alâiyye 265-66)
Kocanın, hanımının Babası ve diğer yakınları yanında, cinsel davranışları konusunda sözetmemesi, ile de onlara sorması gereken bir şey varsa, onu bir başkası aracılığı ile öğrenmesi güzel (müstehap) bir davranıştır ve Islâmi bir edep biçimidir. (Hattab es-Subkî N/261)
Kadının, kocasının gıyabında onun malından, onun izni olması halinde sadaka verebilir ve ikisine de tam sevap verilir. Kocasının malından, onun kızmayacağını bildiği ölçüde, ya da kendisine ayrılan eşya veya yiyeceklerden, kocasına sormadan da sadaka verebilir. Sormadan verdiği sadakanın sevabı ikiye bölünür, yarısı birinin, yarısı birinin olur.(age. IX/3.39-40; X/6-7)
Bazı fıkıh kitaplarında, kocanın karısını şu sebeplerden ötürü, incitmeden dövebileceği söylenir: Namaz kılmazsa, cünüplükten yıkanmazsa, kocası istediği halde süslenmezse, yatağına çağırdığı halde gelmezse; kocası izin vermediği halde evden çıkarsa... Kocası dövdügü halde kadın bunlarda israr ederse, artık erkek onu boşar diyenler de vardır. Hattâ boşadığı halde mihrini veremeyeceğinden korkarsa, üzerinde mihir borcu varken Allah`a kavuşması, namaz kılmayan bir kadınla cima etmesinden daha iyidir demişlerdir. (Halebî, Münyetü`l-musallî 385; es-Serhu`l-kebîr 621; Halil Ahmed, Bezlü`l-mechûd X/188 vd). Ancak bunlar ilahi nas değil, görüşlerdir.
Kadınların sünnet olması; erkeklerin sünnet olması kadar kuvvetli bir sünnet değilse de, müstehap ve hoş bir davranıştır. Diğer mezheplerde, kadının sünnet olması da, erkeğin sünnet olması gibi gereklidir diyenler vardır. Ancak bir hadîs-i şerifte : "Kadınların sünnet edilmesi bir değerlendirme ve şeref, erkeklerin sünnet edilmesi ise bir sünnettir" buyurulmuştur. (Ebû Dâvûd, edep 167)
Erkeklerin sünnet edilmesinin faydalarından biri, kabuk içinde biriken mikropların sebep olacağı, özellikle tehlikeli kadın hastalıklarından kurtulmaktır. Bunun cinselliğin fıtratıyla ilgili ilginç bir faydası daha vardır: Sünnetsiz erkek, cinsel ilişkilerden aslında daha çok zevk alır. (Değişik görüş için bk. Dihlevî, Huccetullali I/182) Ama erkeğin çabuk tahrik olup, çabuk boşalması istenen bir şey değildir. Bu, kadının tatmin olmasını zorlaştırır. (Halil Ahmed, a.g.e., XX/212) Halbuki, cinsel ilişkide tatmine ulaşmak (orgazm olmak) kadının da hakkıdır. Bunu Resûlullah Efendimiz özellikle belirtmiştir. Diğer yönden, kadının sünnet olması ise, erkekteki durumun tersine, onun daha fazla zevk almasını, dolayısı ile daha çabuk tatmin olmasını sağlar. Böylece kadının da, erkeğin de sünnet olmasının diğer yararları yanında, fıtratı destekleyen ve cinselliği ayarlayan çok önemli bir yararı daha ortaya çıkmış oluyor. Allah Resûlünün su hadîsleri de bunu gösteriyor olmalıdır:
"Medine`de kadınları sünnet eden bir kadın vardı. Allah Resûlü ona: Fazla derin kesme ki, kadınlar daha çok lezzet alsınlar. Kocaların da daha çok hoşuna gitsin, buyurdu"(Ebû Dâvûd, edep l67; ayrıca bkz. Fetâvâ-yi Bezzâziye VI/372) Erkeklerin hoşuna gidecek olan yön, kolları arasında kadının doyuma ulaşmasıdır. Dolayısı ile bu hadîs-i şerif, yukarıda söylemiş olduğumuz gerçege olduğu gibi işaret eder.
Erkeğin sünneti, hasefeyi (başcığı) örten derinin kesilmesiyle, kadının sünneti ise ferç girişinin üstündeki hurma çekirdegi, ya da horoz ibiği gibi olan çıkıntı derinin kesilmesiyle olur. Erkeğinkinin çoğunu, kadınınkinin ise azını kesmek daha makbuldür.
Her ne kadar bazı fetvalârın uygulanması için Islâm devletinin varlığına ihtiyaç varsa da İslamın bu noktaya kadar kadın için konu ettiği hukuku biraz dahi olsa yansıtmak gayesiyle bu türlü fetvâları almak da bir sakınca görmedik. Yeter ki çalışmalarımız nefsî olmasın...
Bu fetvaları kadınlar ve hatta kocaları için bilinmesine son derece ihtiyaç hissettiğimiz nâdir fetvalar arasından seçtik. Hazırlanmasında asırlarca elden düşmeyen Behçetü`l-Fetâva, Fetevây-i Fevziyye, Fetevây-i Abdurrahim, Fetevây-i Ibn-i Nüceym, Netice, Fetevây-i Ali Efendi, bunların özeti gibi olan Hülâsatü`1-Ecvibe, Fetevây-i Hindiyye ve diğer bazı güvenilir kaynaklardan istifade ettik. Şüphe duyulan konularda bu kitapların ilgili konularına müracaat yeterlidir.
KADINLAR EZAN OKUMALARI GEREKİR Mİ ?
Kadınların namaz için ezan ve kamet getirmeleri gerekmez.
KADINLARA İMAMLIK YAPMAK
Erkek bir imam, içlerinde hiç erkek bulanmayan kadınlar topluluğuna imamlık yapabilirler mi?
Erkeğin, içlerinde karısı, annesi ve kızkardeşi gibi bir mahremi ya da başka bir erkek bulunmayan kadınlar topluluğuna imamlık yapması, evde olursa mekruhtur. Camide olursa ya da mahremi veya bir başka erkek bulunursa mekruh değildir. (47 Serahsî, I/166) Erkeğin kadınlara imam olması halinde, saf düzeninde kadınların erkeğin arkasında olmaları yeterlidir.