Telif, herhangi bir yazarın kendi görüşlerini yazmak veya başkalarından iktibaslar etmek ve kendinden de bir şeyler eklemek suretiyle bir eser meydana getirmesidir. Burada eserden kastettiğimiz, uzun veya kısa, geniş ya da dar hacimli bir metin veya ibaredir.
Tercüme ise, herhangi bir eseri bir lisandan başka bir lisana çevirmek, aktarmak manalarına gelmektedir. Tercüme edilen eserde, sadece lafız mütercime mana ile müellifine, yazarına aittir. Telif edilen eserdeyse, lafız ve mana müellife aittir, ancak müellef eserini meydana getirirken başka kimselerin eserlerinden iktibaslar etmek yoluyla yararlanmış da olabilir.
Ancak ben, diğer sorulara geçmeden önce İslam`da telif Hakkıvar mıdır, yok mudur; bu konuda İslam hukukçularının görüşleri nelerdir, onu kısaca bir mukaddime şekllinde vermek isterim.
İslam hukukuna göre alışverişin rükünleri beştir:
1- Bayı, yanı satıcı,
2- Müşteri, yani alıcı,
3- Müsmen, yani satılık mal,
4- Semen, yani satılan malın bedeli,
5- Siga, yani icab ve kabul.
Bu beş rüknün veya bunlardan birkaçının ya da birinin eksik olması halinde yapılan bir alış veriş, İslam hukukuna göre sahih değildir.
Bu rükünlerden her birinin de kendine has birtakım şartları vardır. Burada bu şartları tek tek açıklamaya kalkışacak olursak söz çok uzar. Bunun için sadece sorunuzu gayet yakından ilgilendiren üçüncü rüknün, yani müsmen dediğimiz satılık malın üzerinde birazcık durmak istiyorum.Satılık mal demek fıkıh kitaplarımıza göre elle tutulan, gözle görülen yararlı bir meta demektir. Şayet bir şey elle tutulup gözle görülmüyorsa, faydalı da değilse fıkhen buna mal denilmez. Ed-Durru`l-Munteka, İbnu Abidin ve diğer Hanefi fıkıh kitaplarının tümü bunu böylece ifade etmektedirler.
Şufa Hakkıbunlardan birisidir. Mesela birinin bir arsada sizinle ortaklığı veya komşuluğu vardır, sizin kendi hissenizi yada arsanızı satmaya kalkışmanız halinde o ortağınızın veya komşunuzun müdahele edip sattığınız arsanın bedelini vererek onu satın alma hakkıvardır ki buna Şufa Hakkı denir.İslam`a göre Şufa hakkı satılmaz. Yani Şufa Hakkına sahip olanbir kimse, bu hakkını bir başkasına satamaz. Çünkü hukuki mücerrededendir, elle tutulup gözle görülmeyen bir haktır.
İşte telif hakkı da bu kabil haklardandır. Elle tutulup gözle görülmeyen bir haktır. Bir kitap, satılabilir. Ben başkasının yazdığı bir kitabı veya kendi yazdığım bir kitabı, elle yazmak suretiyle kopye etsem, istinsah etsem; o kopyeyi, o nüshayı başkasına satabilirim. Burada satış sözkonusudur. Çünkü orada elle tutulan gözle görülen bir mal vardır. Ama telif hakkı dediğimiz şey, yukarıda tarifi geçen hukuku mücerrededendir ve onun satışı olamaz. Çünkü bu, mal tarifi içine giren birşey değildir.
Buna göre ben, elimde bulunan herhangi bir eserin fotokopisini çektirebilir veya tab ettirebilirim. Çünkü benim elimde bir kitap vardır ve ben o kitabın malıki olduğum için kendi malım olan bu kitabı istediğim usulle çoğaltıp satabilirim. Yalnız zamanın alimleri malın tarifini genişleterek elle tutulmayan ve gözle görülmeyen şey faydalı olduktan sonra malın şümulüne almışlar, tercüme ve icad gibi şeylerin haklarının satışını caiz görüyorlar.