• Oruçlu olduğunu unutarak bir şeyler yemek ve içmek: Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş ve içirmiştir.” (Buhârî, Savm, 7)
• Abdestten sonra ağızda kalan ıslaklık.
• Boğaza toz ve duman girmesi, kulağa su kaçması.
• Dişleri arasında sahur yemeğinden kalan ve nohut tanesinden küçük kırıntıyı yutmak.
• Kendi isteği olmayarak kusmak, ağızdan dışarı çıkmayan kusuntuyu geri yutmak.
• Misvak kullanmak, macunsuz diş fırçalamak. (Diş macununun tat vermesi veya suyun boğaza kaçması ihtimalinden dolayı imsaktan önce diş fırçalamaya özen gösterilmelidir.)
• Gül, çiçek, esans, misk gibi güzel kokuları koklamak, sürünmek.
• Göze sürme çekmek.
• Mideye etkisi ulaşmayan bir ilacı vücuda sürmek veya damlatmak.
• Kan aldırmak, hacamat yaptırmak.
• Gündüz uyurken ihtilam olmak.
• Banyo yapmak. Geceleyin ihtilam veya cünüp olan kimsenin imsaktan sonra gusül alması orucu bozmaz.
Orucu bozmayan durumlarda orucun bozulduğunu zannederek yiyip içmek, orucun kazasını gerektirir.
Tükürüğü ağızda biriktirip yutmak, gıda verme ihtimali olan yemek kokusunu veya gül gibi güzel bir kokuyu içine çekmek, gusül ya da abdestte ağza ve burna su verirken aşırı gitmek mekruhtur.
Oruçlunun oruç tutamayacak şekilde kendisini güçsüz duruma düşürecek kadar ağır iş yapması mekruhtur. Ancak ağır işte çalışmak zorundaysa o kimsenin oruçluyken çalışması mekruh değildir.