Maun Suresi, Maun suresi ve anlamı, Tefsiri ile okunuşu, Eraeytellezi Suresi

Çamlıca Cami İmam Hatibi

Maun Suresi ezberle

Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor

Maun Suresi Arapça Okunuşu

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يُكَذِّبُ بِالدّ۪ينِۜ ﴿١﴾ فَذٰلِكَ الَّذ۪ي يَدُعُّ الْيَت۪يمَۙ ﴿٢﴾ وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۜ ﴿٣﴾ فَوَيْلٌ لِلْمُصَلّ۪ينَۙ ﴿٤﴾ اَلَّذ۪ينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَۙ ﴿٥﴾ اَلَّذ۪ينَ هُمْ يُرَٓاؤُ۫نَۙ ﴿٦﴾ وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ ﴿٧

Maun Suresinin Türkçe Yazılışı ve Okunuşu

-Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.

1- Eraeytellezî yukezzibu bi’d-dîn.

2- Fezâlike’l-lezî yedu’ul-yetîm.

3- Ve lâ yehuddu alâ ta’âmi’l-miskîn.

4- Feveylun lil-musallîn.

5- Ellezînehum an salâtihim sâhûn.

6- Ellezînehum yurâûn.

7- Ve yemne’ûne’l-mâ’ûn.

Maun Suresinin Anlamı, Meali

-Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

1- Din gününü yalanlayanı gördün mü?

2- İşte o, yetimi itip kakar.

3- Yoksulu doyurmayı teşvik etmez.

4- Şu namaz kılanların vay haline!

5- Onlar namazlarından gafildirler.

6- Onlar gösteriş yaparlar.

7- Ve onlar en küçük bir yardımı da engellerler.

Maun Sûresi okunuşu ve anlamı

Maun suresi ezberle. Sure sure 10 tekrar et

Maun suresi ezberle. Ayet ayet 10 tekrar et

Maun Suresinin Tefsiri

Hakkında

Mekke döneminde inmiştir. 7 âyettir. Mâ’ûn, yardım ve zekât demektir.

Maun Suresi Arapça yazılışı ve Türkçe okunuşu

Grafik: Maun Suresinin Arapça harflerle yazılışını ve Türkçe okunuşunu gösteren grafik

Nuzül

İniş sırasına göre on yedinci, mushaftaki sıraya göre yüz yedinci sûredir. Tekâsür sûresinden sonra Kâfirûn sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 4-7. âyetlerin Medine’de münafıklar hakkında indiğine dair rivayet de vardır (bk. İbn Âşûr, XXX, 563).

Konusu

Sûrede, biri Allah’ın nimetlerini ve hesap gününü inkâr eden nankör, diğeri amellerini gösteriş için yapan riyakâr olmak üzere iki tip insan tasvir edilmektedir.

Maun Suresi Tefsiri

Gördün mü?” sorusu, burada şaşılacak bir tutumdan söz edileceğine, dolayısıyla konunun önemine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Âyetteki din kelimesi, bilinen anlamı yanında “Allah’ın hükmü” veya “uhrevî yargı” mânasında da anlaşılabilir (bk. Taberî, XXX, 310). Ancak bunların birini inkâr eden diğerlerini de inkâr etmiş olacağı için sonuç değişmemektedir. Genellikle insanlar bir dine inandıklarını, dolayısıyla doğru yolda olduklarını, sonuçta mutlu olacaklarını, kendi dinlerine inanmayanların ise yanlış yolda olduklarını, dolayısıyla bedbaht olacaklarını söylerler. Nitekim Hz. Peygamber zamanındaki yahudiler, hıristiyanlar hatta putperest Araplar bile böyle olduklarını iddia ediyorlardı (bk. Bakara 2/113).

Yüce Allah bu sûrede asıl dini yalan sayıp inkâr edenleri tarif ederek bunların kimler olduklarını ortaya koymuştur. Bunlar kimsesiz ve yardıma muhtaç durumda bulunan yetimi küçümseyerek onu itip kakan, yoksullara kendisi yardım etmediği gibi başkalarını da buna teşvik etmeyen kimselerdir. Kuşkusuz bu özellikler birer örnektir; dini yahut âhiret sorgusu ve yargısını inkâr edenlerin başka özellikleri de bulunmakla birlikte burada Hz. Peygamber dönemindeki inkârcıların toplumsal ahlâkla ilgili en belirleyici ve yıkıcı tutumlarına iki örnek zikredilmiştir. Nitekim âyetin, putperestlerin tipik şahsiyetlerinden olan Âs b. Vâil hakkında indiği belirtilir (Râzî, XXXII, 111). Bununla birlikte âyetin genel amacı, insan sevgisinden mahrumiyetin en belirgin tezahürleri olan bu tür davranışları sergileyenleri kınamak ve bu yaptıklarının Allah katında en büyük kötülüklerden olduğuna, bunların temelinde dini, Allah’ın hükümlerini yahut âhireti inkâr etmenin bulunduğuna insanların dikkatini çekmektir (İbn Âşûr, XXX, 564). Yetim ve yoksul, toplumun zayıf ve himayeye muhtaç kesimlerini temsil eder. Bunları küçümseyerek hakaret eden, itip kakan kimse toplumdaki zayıfların haklarını çiğniyor demektir. Dinin insanlığa yönelik en büyük hedefi ise insanlar arasında sevgi ve dayanışmayı, paylaşmayı sağlamak, sıkıntıların da mutlulukların da paylaşıldığı bir insanlık bilinci oluşturmaktır.

Bu âyetler, bir taraftan bu tür davranışlar sergileyenleri kınarken diğer taraftan da gerçek dindarları yetim ve yoksullar gibi himayeye muhtaç olanlara yardım etmeye özendirmekte; ihtiyaç sahiplerine yardım konusunda başkalarını teşvik etmenin, hatta bunun için hayır kurumları oluşturarak sosyal yardımı daha verimli, düzenli ve sürekli hale getirmenin gereğini vurgulamaktadır.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur'an Yolu Tefsiri

Sistemli Evden Eve Taşımacılık

Vaktin Çağrısı

Kocaeli şehirlerarası nakliyat