Namaz kılmayı murad eden kimse; önce abdest alıp, namazın vaktinin girip-girmediğini kat'i olarak öğrenir. Zira vakit girmeden namaz edâ edilemez. Daha sonra kıbleye yönelir ve ikametten sonra, kalbi ile kat'i olarak niyyet eder. Hangi namazı kıldığını bilmesi kafi değildir. çünkü bilmek başka şeydir, niyyet başka şeydir. İki elini, baş parmaklar kulak yumuşakları hizasına gelecek şekilde ve parmakları tabii halde, iç kısımları kıble istikametine gelecek şekilde kaldırır. Tam bu sırada "İftitah tekbirini" alır, yani "Allahû Ekber" der!.. Kadınlar ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırlar!... İftitah tekbirinden sonra erkekler; sağ elini sol el üzerine koyarak, göbek altında bağlarlar. Kadınlar elleri açık olarak göğüsleri üzerine koyma durumundadırlar. Erkekler; sağ elin baş parmağı ile, serçe parmağını, sol bileği kavrayacak şekilde tesbit eder ve diğer üç parmağı sol kol üzerinde bulundurur. Bu kıyam halinde; ayaklar birbirlerine eşit olarak, birbirlerinden dört parmak kadar aralıklı bulundurulur. Dizlerin bükülmesi veya vücûd ağırlığının bir ayak üzerine kaydırılması mekruhtur. Dolayısıyla dizler dik tutulur ve vücûd ağırlığı her iki ayak üzerine bölünür.
Hz. Enes (ra)'den rivayet edildiğine göre: "Resûl-i Ekrem (sav) namaza başladığı zaman tekbir getirir ve Sübhaneke'yi okurdu ve bunun üzerine bir şey ilave etmezdi" Yani; ["Sübhânekellahümme vebi hamdik, ve tebârekesmük, ve teâlâ ceddük (ve celle senâük), velâ ilahe gayruk."] Duasını gizli okur. Bu duayı; hem imam, hem imama uyan ve hem de yalnız başına kılan kimse, gizli olarak okur. Zira sünnetle sabittir.
Daha sonra Euzu billahimineşşeytanirrecim diyerek "İstiazede" bulunur. çünkü Allahû Teâla (cc)'nın şu kavli vardır: "Kur'an okuduğun zaman, reddedilmiş ve kovulmuş olan şeytan'dan Allah'a sığın." Bunu da gizli olarak, okumak esastır. İbn-i Mesûd (ra)'dan rivayet edilmiştir ki; Resûl-i Ekrem (sav) İstiaze'yi, besmeleyi ve Fatiha'nın sonunda söylenen "amin" lafzını gizli söylemiştir.
İstiazeden sonra besmeleyi de gizli olarak okuduktan sonra Fatihâ Sûresini okur!.. İmamet görevinde olan kimse; sabah, akşam ve yatsı namazlarının farzlarının ilk iki rek'atında, Cum'a ve Bayram namazlarında Fatiha Sûresi'ni açıktan okur. İmama uyan kimse Fatiha ve sureyi okumaz. Zira Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Her kim imamla namaz kılarsa, imamın kıraatı onun içinde kıraattır" buyurduğu bilinmektedir. Tek başına namaz kılan kimse açıktan okunan namazlarda, isterse aşikare okur, isterse gizli okur!.. Fatiha Sûresi'ni okuyup bitirdiği zaman gizli bir şekilde "Amin" der!.. Bunu hem imamın, hem de imama uyan kimsenin gizli olarak demesi esastır. Daha sonra bir sûre veya en az üç kısa Ayet-i Kerime okur.
Sonra tekbir getirip (Yani "Allahû Ekber" diyerek) rükûya varır. Ellerini parmakları açık olarak dizleri üzerine koyar, baş ve vücûd yere paralel bir şekilde bulunur. Hatta öyle ki sırtına su dökülse, dökülen o suyun sırtta durması esastır. İmam tekbiri aşikare söyler. Kadınlar rükû'da fazla eğilmezler, parmaklarını açmazlar ve kollarını vücûdlarından ayırıp uzaklaştırmazlar. Rükû halinde iken en az üç defa "Sübhane Rabbiye'l Aziym" demek gerekir. Sonra rükûdan başını kaldırıp doğrulurken "Semiallahû limen hamideh" denir. Eğer imama uyulmuş ise, imamın bu sözü arkasından: "Rabbenâ leke'l hamd" veya "Rabbenâ ve leke'l hamd" demek esastır. Rükû tesbihlerinin en azı üç, ortası beş ve en çoğu da yedidir.
Rükûdan tamamen doğrulup, vücûd azaları sükûnet bulduktan sonra; tekbir getirilerek (Yani "Allahû Ekber" denilerek) secde edilir. Secde haline geçerken önce dizleri, sonra elleri, daha sonra da burnu ve alnı yere koymak esastır. Her iki ayağı dikerek, ayak parmaklarını kıble istikametine çevirmek gerekir. Eller kulaklar hizasında, kollar yere döşenmeksizin yanlara açık ve karın uyluklardan uzak bulundurulur. Secde halinde iken en az üç defa "Sübhane Rabbiye'l âlâ" denilerek, tesbih edilir. Kadınların secde hali, erkeklerden farklıdır. Şöyle ki: Karınlarını uyluklarına yapıştırırlar, kollarını vücûdlarından uzaklaştırmazlar. Tesbihlerden sonra tekbir getirip (yani "Allahû Ekber" denilerek) bu birinci secdeden önce başını kaldırmak suretiyle doğrulup oturur. Eller dizler üzerine konur. Sonra tekbir getirilip (yani "Allahû Ekber" denilerek) yeniden secdeye gidilir. Birinci secdede okuduğu tesbihleri, ikinci secdede de tekrarlar.
İki secdeyi de edâ ettikten sonra önce başını, sonra ellerini ve daha sonra da dizlerini kaldırarak kıyam haline geçer. Yani ayağa kalkar. Tıpkı birinci kıyam halinde olduğu gibi; yine ellerini bağlar. Daha sonra "Besmele" çeker ve Fatiha Sûresini okur!.. Daha sonra da; kısa bir sûre veya en az üç Ayet-i Kerime okuyarak kıraatı tamamlar. Birinci rek'at'ta edâ ettiği rükû ve secdeleri aynen tekrar edâ eder. Bu ikinci rek'at'ın son secdesinden sonra başını kaldırıp, sol ayağını yere yatırarak üzerine oturur. Sağ ayağını, parmaklarının ucu kıble istikametine gelecek şekilde diker. Ellerini parmaklarının tabii açıklığı ile diz kapakları hizasına gelecek şekilde uylukları üzerine koyar. Kadınlar ise; her iki ayağı sağ taraftan dışarı çıkararak üzerlerine otururlar. Bu birinci oturuşta sadece teşehhüd okunur.
Teşehhüd duasını okuduktan sonra ayağa kalkar. üç ve dördüncü rek'atları aynen ilk iki rek'at gibi edâ eder. Ancak farz namazların bu rek'atlarında (üç ve dördüncü rek'atlarda) besmele ile yalnız Fatiha Sûresi okunur. Zamm-ı sûre okunmaz!.. Dördüncü rek'atın secdelerinden sonra; birinci oturuş gibi oturulur. önce yine "Teşehhüd" duası okunur. Buna salâvatları da ilâve eder. Salavatlardan sonra kendisi ve bütün mü'minler için dua eder. Duayı da bitirdikten sonra; önce baş sağ tarafa çevrilir ve "Esselâmû Aleykûm ve rahmetûllah" diyerek selâm verilir. Sonra da sol tarafa çevrilip, aynen selâm tekrar edilir. Yalnız başına namaz kılan kimse; başı ile sağa ve sola selâm verirken, kalbinden "meleklere" selâma niyyet eder. İmama uyanlar; hem sağ, hem de sol taraflarında bulunan mü'minlere, ayrıca imama selâm vermeye kalben niyyet ederler. İmam durumunda olan kimse ise; bütün mü'minlere selâm vermeye niyyet eder.