Your browser doesn’t support HTML5 audio
أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ نَتَقَبَّلُ عَنْهُمْ أَحْسَنَ مَا عَمِلُوا۟ وَنَتَجَاوَزُ عَن سَيِّـَٔاتِهِمْ فِىٓ أَصْحَٰبِ ٱلْجَنَّةِ ۖ وَعْدَ ٱلصِّدْقِ ٱلَّذِى كَانُوا۟ يُوعَدُونَ
Ulâikellezîne netekabbelu anhum ahsene mâ amilû ve netecâvezu an seyyiâtihim fî ashâbil cenneh(cenneti), va’des sıdkıllezî kânû yûadûn(yûadûne).
İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, onlara öteden beri yapılagelen doğru bir va’ddir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- onlar
- أُولَٰئِكَ
- öyle kişilerdir ki
- الَّذِينَ
- kabul ederiz
- نَتَقَبَّلُ
- ق ب ل
- onlardan
- عَنْهُمْ
- en iyisini
- أَحْسَنَ
- ح س ن
- مَا
- yaptıklarının
- عَمِلُوا
- ع م ل
- ve geçeriz
- وَنَتَجَاوَزُ
- ج و ز
- -nden
- عَنْ
- onların kötülükleri-
- سَيِّئَاتِهِمْ
- س و ا
- arasındadırlar
- فِي
- halkı
- أَصْحَابِ
- ص ح ب
- cennet
- الْجَنَّةِ
- ج ن ن
- sözdür
- وَعْدَ
- و ع د
- doğru
- الصِّدْقِ
- ص د ق
- الَّذِي
- olunan
- كَانُوا
- ك و ن
- kendilerine va’d
- يُوعَدُونَ
- و ع د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, onlara öteden beri yapılagelen doğru bir va’ddir.
- Diyanet Vakfı: İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru bir sözdür.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte kendilerinden yaptıklannın en güzelini kabul buyuracağımız ve günahlarını sileceğimiz bu kimseler, cennetlikler arasında seçkin kişilerdir. Bu, va´dolunmakta oldukları şaşmaz doğru va´d iledir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İşte yaptıklarının en güzelini kendilerinden kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu onlara vaad edilmiş olan dosdoğru bir sözdür.
- Ali Fikri Yavuz: İşte bu sözü söyliyenler, cennetliklerle beraber (cennette) o seçkinlerdir ki, kendilerinden işledikleri güzel ameli kabul edeceğiz ve günahlarını bağışlayacağız. Bu, onların vaad edilmiş bulundukları gerçek bir vaaddir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte bunlar Eshabı Cennet içinde o mumtazlardır ki kendilerinden yaptıkları amellerin en güzelini kabullanacağız ve günahlarından geçeceğiz, bu şaşmaz doğru va´d iledir ki va´d olunmakta bulunuyorlar
- Fizilal-il Kuran: Onlar öyle kişilerdir ki, yaptıklarının en iyisini onlardan kabul ederiz ve onların günahlarını bağışlarız, cennet halkı arasındadırlar. Bu dünyada kendilerine söylenen doğru sözün gerçekleşmesidir.
- Hasan Basri Çantay: İşte bunlar —ki cennet yârânı içindedirler— işlediklerinin en güzel (ler) ini kabul edeceğimiz, günâhlarından geçeceğimiz kimselerdir. (Bu), onların va´d olunageldikleri dosdoğru bir söz vermedir.
- İbni Kesir: İşte bunlar, cennetliklerdendirler. Yaptıklarının en iyisini kabul edeceğimiz ve kötülüklerinden vazgeçeceğimiz kimselerdir. Bu; onlara vaadolunan dosdoğru bir vaaddir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: İşte onlar, o kimselerdir ki, onlardan işlediklerinin en güzelini kabul ederiz ve onların günahlarından geçeriz, cennet ashâbı arasındadırlar. (Bu) Bir sâdık vaad iledir ki, onlar vaadolunmuş bulunmaktadırlar.
- Tefhim-ul Kuran: İşte bunlar; yapmakta olduklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar) cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara va´dolunan dosdoğru bir vaaddir.
Resim yüklenemedi.