Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَيَوْمَ يُعْرَضُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ عَلَى ٱلنَّارِ أَلَيْسَ هَٰذَا بِٱلْحَقِّ ۖ قَالُوا۟ بَلَىٰ وَرَبِّنَا ۚ قَالَ فَذُوقُوا۟ ٱلْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ
Ve yevme yu’redullezîne keferû alen nâr(nâri),e leyse hâzâ bil hakk(hakkı), kâlû belâ ve rabbinâ, kâle fe zûkûl azâbe bi mâ kuntum tekfurûn(tekfurûne).
İnkâr edenlere ateşe sunuldukları gün, “Bu gerçek değil miymiş?” denir. Onlar, “Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmiş” derler. Allah, “Öyle ise inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı azabı tadın!” der.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve gün
- وَيَوْمَ
- ي و م
- sunulacakları
- يُعْرَضُ
- ع ر ض
- kimseler
- الَّذِينَ
- inkar eden(ler)
- كَفَرُوا
- ك ف ر
- karşı
- عَلَى
- ateşe
- النَّارِ
- ن و ر
- değil miymiş?
- أَلَيْسَ
- ل ي س
- bu
- هَٰذَا
- gerçek
- بِالْحَقِّ
- ح ق ق
- derler
- قَالُوا
- ق و ل
- evet
- بَلَىٰ
- Rabbimiz hakkı için
- وَرَبِّنَا
- ر ب ب
- der
- قَالَ
- ق و ل
- öyleyse tadın
- فَذُوقُوا
- ذ و ق
- azabı
- الْعَذَابَ
- ع ذ ب
- dolayı
- بِمَا
- olmanızdan
- كُنْتُمْ
- ك و ن
- inkar ediyor(lar)
- تَكْفُرُونَ
- ك ف ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İnkâr edenlere ateşe sunuldukları gün, “Bu gerçek değil miymiş?” denir. Onlar, “Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmiş” derler. Allah, “Öyle ise inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı azabı tadın!” der.
- Diyanet Vakfı: İnkâr edenlere, ateşe sunulacakları gün: Nasıl, bu gerçek değil miymiş? denildiğinde: Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmiş, derler. Allah: Öyleyse inkâr etmenizden dolayı azabı tadın! der.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve O küfredenler ateşe sunulacakları gün onlara: «Nasıl bu gerçek değil miymiş?» denilir. Onlar: «Evet, Rabbimiz hakkı için!» diyecekler. Allah ise: «Öyleyse küfredegeldiğiniz için haydi tadın azabı!» buyuracaktır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İnkâr edenler ateşe arz olunacakları gün onlara: «Bu gerçek değil miymiş?» denir. Onlar da: «Rabbimiz Hakk´ı için gerçekmiş!» derler. Allah onlara: «O halde inkâr ettiğinizden dolayı şimdi tadın azabı!» der.
- Ali Fikri Yavuz: (Kur’an’ı ve Peygamberi) inkâr edenler, ateşe arz olunacağı gün, (kendilerine şöyle denilir): “- Nasıl, bu azab gerçek değil mi imiş?” Onlar: “- Evet, Rabbimize yemin ederiz (azab hakdır).” diyecekler. (Allah onlara şöyle) buyuracak: “- Öyle ise, ettiğiniz inkâra karşılık tadın azabı bakalım...”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve o küfredenler ateşe arzolunacağı gün: nasıl bu hak değil mi imiş! diye, evet, rabbımız hakkı için diyecekler, buyuracak: «öyle ise haydin tadın azâbı, küfrede geldiğiniz için.»
- Fizilal-il Kuran: İnkar edenler ateşe sunulacakları gün Allah onlara: «Nasıl bu gerçek değil miymiş?» der. «Evet. Rabb´imizin hakkı için gerçekmiş!» derler. «Öyleyse inkar etmenizden dolayı azabı tadın!» der.
- Hasan Basri Çantay: O kâfirler ateşin karşısına (getirilerek) gösterileceği gün (kendilerine denilecek ki:) «Bu (azâb) gerçek değil mi imiş»? Onlar «Evet, Rabbimize yemîn ederiz (ki gerçekdir)» dediler (diyecekler). (Allah da) «Küfredegeldiğinize mukaabil tadın azâbı» dedi (diyecek).
- İbni Kesir: O küfredenler ateşe sunuldukları gün. Nasıl, bu gerçek değil miymiş? denildiğinde: Rabbımıza andolsunki, evet gerçekmiş, derler. O da: Şu halde küfrettiğinizden dolayı tadın azabı, der.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve o gün ki, kâfir olanlar, ateş üzerine arzolunurlar. (Onlara) Denilir ki: «Nasıl, bu hak değil mi imiş?» Onlar da: «Evet. Ve Rabbimiz hakkı için (diyeceklerdir).» Cenâb-ı Hak da, «Artık siz inkar eder olduğunuz şey sebebiyle azabı tadınız,» diyecektir.
- Tefhim-ul Kuran: Küfredenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir:) «Bu gerçek değil miymiş?» Onlar: «Rabbimize and olsun, evet (öyledir)» derler. (Allah da:) «Öyleyse küfretmekte olduklarınızdan dolayı azabı tadın!» dedi.
Resim yüklenemedi.