Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَا تَهِنُوا۟ وَلَا تَحْزَنُوا۟ وَأَنتُمُ ٱلْأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
Ve lâ tehinû ve lâ tahzenû ve entumul a’levne in kuntum mu’minîn(mu’minîne).
Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- وَلَا
- gevşemeyin
- تَهِنُوا
- و ه ن
- وَلَا
- üzülmeyin
- تَحْزَنُوا
- ح ز ن
- mutlaka siz
- وَأَنْتُمُ
- üstün geleceksiniz
- الْأَعْلَوْنَ
- ع ل و
- eğer
- إِنْ
- iseniz
- كُنْتُمْ
- ك و ن
- inanıyor
- مُؤْمِنِينَ
- ا م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.
- Diyanet Vakfı: Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Sizler eğer gerçek inananlarsanız, daha yükselecekken gevşemeyin ve üzülmeyin!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsinizdir.
- Ali Fikri Yavuz: Ey müminler, savaştan gevşemeyin ve Uhud bozgununa üzülmeyin. Hâliniz onlardan netice itibariyle çok yüksektir; eğer gerçekten (vâdimize) inanıyorsanız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Fütur getirmeyin ve mahzun olmayın daha yükselecekken sizler, gerçek mü´minlersiniz
- Fizilal-il Kuran: Sakın gevşemeyiniz, karamsarlığa kapılmayınız. Eğer mümin iseniz üstün gelecek olan taraf sizlersiniz.
- Hasan Basri Çantay: (Ey mü´minler), gevşemeyin, mahzun olmayın, Siz eğer (gerçekden) mü´min iseniz (düşmanlarınıza gaalib ve onlardan) çok üstünsünüzdür.
- İbni Kesir: Gevşemeyin, üzülmeyin, gerçekten inanmışsanız, mutlaka siz üstünsünüz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve fütur getirmeyiniz ve mahzun olmayınız ve siz mü´minler iseniz çok yükselmiş olanlar ancak sizlersiniz.
- Tefhim-ul Kuran: Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.