Your browser doesn’t support HTML5 audio
رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً ۚ إِنَّكَ أَنتَ ٱلْوَهَّابُ
Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahmeh(rahmeten), inneke entel vehhâb(vehhâbu).
(Onlar şöyle yakarırlar): “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- Rabbimiz
- رَبَّنَا
- ر ب ب
- لَا
- eğriltme
- تُزِغْ
- ز ي غ
- kalblerimizi
- قُلُوبَنَا
- ق ل ب
- sonra
- بَعْدَ
- ب ع د
- إِذْ
- bizi doğru yola ilettikten
- هَدَيْتَنَا
- ه د ي
- ve ver
- وَهَبْ
- و ه ب
- bize
- لَنَا
- مِنْ
- katından
- لَدُنْكَ
- ل د ن
- bir rahmet
- رَحْمَةً
- ر ح م
- kuşkusuz sen
- إِنَّكَ
- yalnız sen
- أَنْتَ
- çok bağış yapansın
- الْوَهَّابُ
- و ه ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (Onlar şöyle yakarırlar): “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.”
- Diyanet Vakfı: (Onlar şöyle yakarırlar:) Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfu en bol olan sensin.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ey Rabbimiz, bizleri doğru yoluna erdirdikten sonra kalplerimizi yamultma ve bize katından bir rahmet ihsan et. Şüphesiz, çok bağış yapan yalnız sensin.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin.
- Ali Fikri Yavuz: Rabbimiz! Bize hidayet verdikten sonra kalblerimizi saptırma; katından bize bir rahmet ihsan et! Şüphesiz ki sen, çok çok bağışlayansın.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ya rabbena bizleri hidayetine irdirdikten sonra kalblerimizi yamıltma da ledünnünden bize bir rahmet ihsan eyle, şüphesiz sensin bütün dilekleri veren vehhab sen.
- Fizilal-il Kuran: (Böyleleri şöyle der): «Ey Rabbimiz, bizleri doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi kaydırma, bize katından rahmet bağışla, kuşkusuz sen bağışı bol olansın.
- Hasan Basri Çantay: Ey Rabbimiz, bizi doğru yola iletdikden sonra kalblerimizi (Hakdan) sapdırma. Bize kendi canibinden bir rahmet ver. Şübhesiz bağışı en çok olan Sensin Sen.
- İbni Kesir: Ey Rabbımız; bizi, hidayetine erdirdikten sonra kalblerimizi eğriltme. Katında bize rehmet lutfet. Şüphesiz en çok lütfeden Sen´sin Sen.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ey Rabbimiz! Bizlere hidâyet buyurduktan sonra kalplerimizi (haktan) saptırma ve kendi cânib-i izzetinden bizlere bir rahmet bağışla. Şüphe yok ki vehhâb olan ancak Sen´sin.
- Tefhim-ul Kuran: «Rabbimiz, bizi hidayete eriştirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve yanından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen.»