Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِٱلْعَذَابِ ۚ وَلَوْلَآ أَجَلٌ مُّسَمًّى لَّجَآءَهُمُ ٱلْعَذَابُ وَلَيَأْتِيَنَّهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Ve yesta’cilûneke bil azâb(azâbi), ve lev lâ ecelun musemmen le câehumul azâb(azâbu), ve le ye’tiyennehum bagteten ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne).
Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. (Hikmet gereği) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara mutlaka gelirdi. Onlar farkında değillerken kendilerine ansızın elbette gelecektir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- senden çabuk istiyorlar
- وَيَسْتَعْجِلُونَكَ
- ع ج ل
- azabı
- بِالْعَذَابِ
- ع ذ ب
- eğer olmasaydı
- وَلَوْلَا
- bir süre
- أَجَلٌ
- ا ج ل
- belirtilmiş
- مُسَمًّى
- س م و
- onlara hemen gelirdi
- لَجَاءَهُمُ
- ج ي ا
- azab
- الْعَذَابُ
- ع ذ ب
- ve o kendilerine gelecektir
- وَلَيَأْتِيَنَّهُمْ
- ا ت ي
- ansızın
- بَغْتَةً
- ب غ ت
- ve onlar
- وَهُمْ
- hiç
- لَا
- farkında değillerken
- يَشْعُرُونَ
- ش ع ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. (Hikmet gereği) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara mutlaka gelirdi. Onlar farkında değillerken kendilerine ansızın elbette gelecektir.
- Diyanet Vakfı: Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir de senden acele azap istiyorlar; eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, o azap onlara muhakkak gelmişti; ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmayarak (bilincine varmadan) ansızın gelecek!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azab elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat yine de, hiç farkına varmadıkları bir sırada o kendilerine mutlaka gelecektir.
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm, kâfirler, başımıza taş yağdır diye) senden azabın acele inmesini istiyorlar. Eğer belli bir vakit olmasaydı, o azab, onlara, muhakkak gelmişti. Elbette o, ansızın kendilerine gelecektir; onların (bu azabın gelişinden) haberleri olmıyacaktır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir de senden acele azâb istiyorlar, eğer müsemmâ bir ecel olmasa idi o azab onlara muhakkak gelmişti ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmıyarak ansızın gelecek
- Fizilal-il Kuran: Onlar senden azabımın bir an önce gerçekleşmesini isterler. Eğer azabımın belirli bir vadesi olmasaydı, hemen başlarına gelirdi. Fakat azabım hiç beklemedikleri bir anda, farkında olmadan başlarına gelecektir.
- Hasan Basri Çantay: Senden azâbı çarçabuk (getirmeni) isterler. Eğer muayyen bir vakit olmasaydı o, elbette onlara gelib çatmışdı bile. (Bununla beraber) o, kendileri farkında olmayarak, onlara ansızın gelecekdir muhakkak.
- İbni Kesir: Senden azabı çarçabuk isterler. Eğer belirtilmiş bir süre olmasaydı, azab onlara hemen gelirdi. Ama farkına varmadan o, kendilerine ansızın gelecektir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve senden azabı alelacele isterler. Eğer muayyen bir akit olmasa idi elbette onlara azap geliverirdi. Ve muhakkak ki, onlara kendileri farkında olmaksızın gelecektir.
- Tefhim-ul Kuran: Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan o, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.
Resim yüklenemedi.