Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَإِذَا رَكِبُوا۟ فِى ٱلْفُلْكِ دَعَوُا۟ ٱللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ فَلَمَّا نَجَّىٰهُمْ إِلَى ٱلْبَرِّ إِذَا هُمْ يُشْرِكُونَ
Fe izâ rakibû fîl fulki deavûllâhe muhlisîne lehud dîn(dîne), fe lemmâ neccâhum ilel berri izâ hum yuşrikûn(yuşrikûne).
Gemiye bindikleri zaman dini Allah’a has kılarak O’na dua ederler. Onları kurtarıp karaya çıkardığı zaman ise bir de bakarsın ki, Allah’a ortak koşuyorlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- zaman
- فَإِذَا
- bindikleri
- رَكِبُوا
- ر ك ب
- فِي
- gemiye
- الْفُلْكِ
- ف ل ك
- yalvarırlar
- دَعَوُا
- د ع و
- Allah’a
- اللَّهَ
- halis kılarak
- مُخْلِصِينَ
- خ ل ص
- yalnız O’na
- لَهُ
- dini
- الدِّينَ
- د ي ن
- fakat
- فَلَمَّا
- onları salimen çıkarınca
- نَجَّاهُمْ
- ن ج و
- إِلَى
- karaya
- الْبَرِّ
- ب ر ر
- hemen
- إِذَا
- onlar
- هُمْ
- ortak koşarlar
- يُشْرِكُونَ
- ش ر ك
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Gemiye bindikleri zaman dini Allah’a has kılarak O’na dua ederler. Onları kurtarıp karaya çıkardığı zaman ise bir de bakarsın ki, Allah’a ortak koşuyorlar.
- Diyanet Vakfı: Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O´na has kılarak (ihlâsla) Allah´a yalvarırlar. Fakat onları sâlimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (Allah´a) ortak koşmaktadırlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Baksana gemiye bindiklerinde dini Allah´a has kılarak O´na ihlasla dua ederler. Derken kendilerini karaya çıkardı mı derhal (Allah´a) ortak koşmaya koyulurlar;
- Elmalılı Hamdi Yazır: Baksana, gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O´na has kılarak (ihlasla) Allah´a yalvarırlar. Fakat onları salimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (Allah´a) ortak koşmaktadırlar.
- Ali Fikri Yavuz: (Onlar öyle bir küfür ve inad içindedirler ki) gemiye bindikleri zaman, (denizde boğulma korkusu ile) dini Allah’a halis kılarak (ihlâs sahibi müminler gibi) O’na dua ederler. Fakat onları karaya çıkarıb (Allah) kurtardı mı, hemen Allah’a ortak koşarlar (eski küfür hallerine dönerler).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Baksan a gemiye bindiklerinde dini Allaha halîs kılarak ona muhlisâne duâ ederler de derken kendilerini karaya çıkardı mı derhal şirke koyulurlar
- Fizilal-il Kuran: Onlar gemiye bindikleri zaman sırf Allah´a yönelik bir inançla O´na yalvarırlar. Fakat Allah onları denizin tehlikelerinden kurtararak karaya çıkarınca hemen eski puta tapan inançlarına dönerler.
- Hasan Basri Çantay: (Baksan a) gemiye bindikleri zaman — dîn (i) yalınız Kendisine (ya´nî Allaha) tahsıys etmek suretiyle ve (haalis ve) muhlis (insan) lar olarak — Allâhı (nasıl) çağırırlar! Fakat biz onları selâmetle karaya çıkarınca da hemen Allaha eş katanlar onlardır.
- İbni Kesir: Gemiye bindiklerinde; dini yalnız Allah´a tahsis ederek O´na yalvarırlar. Ama onları karaya çıkararak kurtarınca, hemen Allah´a şirk koşarlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Vaktâ ki onlar gemiye binmiş olurlar, dini Allah´a tahsis etmek sûretiyle muhlisane duada bulunurlar. Vaktâ ki, onları selâmetle karaya çıkardı mı, o vakit hemen şirke düşerler.
- Tefhim-ul Kuran: Onlar gemiye bindikleri zaman, dini yalnızca O´na ´halis kılan gönülden bağlılar´ olarak, Allah´a yalvarıp yakarırlar. Ama onları karaya çıkarıp kurtarınca da, hemen şirk koşarlar.
Resim yüklenemedi.