Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِىَ بَيْضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ
Ve neze’a yedehu fe izâ hiye beydâu lin nâzırîn(nâzırîne).
Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve (böğründen) çıkardı
- وَنَزَعَ
- ن ز ع
- elini
- يَدَهُ
- ي د ي
- birden
- فَإِذَا
- o
- هِيَ
- bembeyaz parlayıverdi
- بَيْضَاءُ
- ب ي ض
- bakanlar için
- لِلنَّاظِرِينَ
- ن ظ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş.
- Diyanet Vakfı: Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Elini sıyırıp çıkardı, ne baksın; o seyredenlere ışık saçan bembeyaz bir el!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ve Musa elini koynundan çıkarıverdi, eli bembeyaz olmuş, bakanların gözünü kamaştırıyordu.
- Ali Fikri Yavuz: Bir de elini (koynundan) çıkardı ki, ne görsünler; seyredenlere, eli bembeyaz ışık saçıyor.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): ve elini sıyırdı çıkardı, ne baksın o bakanlara bembeyaz parlıyor
- Fizilal-il Kuran: Ve elini yeninin altından çıkardı, bakanlar onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.
- Hasan Basri Çantay: Elini çıkardı. Ne görsünler: O da temâşâ edenlere (ışıklar saçan) bembeyaz (bir el).
- İbni Kesir: Elini çıkardı, ne görsün; o da bakanlara bembeyaz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve elini (cebinden) çıkardı, o hemen bakanlar için bembeyaz (bir nûr) kesildi.
- Tefhim-ul Kuran: (Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi) .
Resim yüklenemedi.