Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ ۖ فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً ۖ وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ
Ve li kulli ummetin ecel(ecelun), fe izâ câe eceluhum lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn(yestakdimûne).
Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve her
- وَلِكُلِّ
- ك ل ل
- ümmetin
- أُمَّةٍ
- ا م م
- bir süresi vardır
- أَجَلٌ
- ا ج ل
- ne zaman ki
- فَإِذَا
- gelince
- جَاءَ
- ج ي ا
- süreleri
- أَجَلُهُمْ
- ا ج ل
- لَا
- geri kalmazlar
- يَسْتَأْخِرُونَ
- ا خ ر
- bir an
- سَاعَةً
- س و ع
- ve ne de
- وَلَا
- öne geçemezler
- يَسْتَقْدِمُونَ
- ق د م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
- Diyanet Vakfı: Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Her milletin bir sonu vardır ve o son gelince bir an geri de kalmazlar öne de geçemezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Her ümmetin bir eceli vardır. O ecel geldiğinde, ne bir ân erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.
- Ali Fikri Yavuz: Her ümmet için takdir edilen bir zaman (ecel) var. Müddetleri gelince bir an geri kalamazlar ve öne de geçmezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Her ümmet için bir müddet mukadder, müddetleri gelince bir lâhza geri de kalmazlar, öne de geçemezler
- Fizilal-il Kuran: Her toplumun belirlenmiş bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde onu ne bir an erteleyebilirler ve ne de bir an öne alabilirler.
- Hasan Basri Çantay: Her ümmetin (mukadder) bir eceli vardır. Binâen´aleyh o müddetleri gelince bir saat ne geri bırakabilirler, ne öne alabilirler.
- İbni Kesir: Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince; ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gidebilirler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Her ümmet için bir ecel vardır. Artık onların ecelleri geldiği zaman ne bir saat geri bırakabilirler, ve ne de öne alabilirler.
- Tefhim-ul Kuran: Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler) .