Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱتَّبِعُوا۟ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُوا۟ بَلْ نَتَّبِعُ مَآ أَلْفَيْنَا عَلَيْهِ ءَابَآءَنَآ ۗ أَوَلَوْ كَانَ ءَابَآؤُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ
Ve izâ kîle lehumuttebiû mâ enzelallâhu kâlû bel nettebiu mâ elfeynâ aleyhi âbâenâ e ve lev kâne âbâuhum lâ ya’kılûne şey’en ve lâ yehtedûn(yehtedûne).
Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- zaman
- وَإِذَا
- dendiği
- قِيلَ
- ق و ل
- onlara
- لَهُمُ
- uyun
- اتَّبِعُوا
- ت ب ع
- şeye
- مَا
- indirdiği
- أَنْزَلَ
- ن ز ل
- Allah’ın
- اللَّهُ
- derler
- قَالُوا
- ق و ل
- hayır bilakis
- بَلْ
- uyarız
- نَتَّبِعُ
- ت ب ع
- şeye (yola)
- مَا
- biz bulduğumuz
- أَلْفَيْنَا
- ل ف و
- üzerinde
- عَلَيْهِ
- atalarımızı
- ابَاءَنَا
- ا ب و
- -da mı?
- أَوَلَوْ
- olsalar-
- كَانَ
- ك و ن
- onların ataları
- ابَاؤُهُمْ
- ا ب و
- لَا
- düşünmeyen
- يَعْقِلُونَ
- ع ق ل
- bir şey
- شَيْئًا
- ش ي ا
- وَلَا
- ve doğru yolu bulamayan
- يَهْتَدُونَ
- ه د ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?
- Diyanet Vakfı: Onlara (müşriklere): Allah´ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, «Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız» dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlara: «Allah´ın indirdiğine uyun.» denildiğinde, «Hayır, atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız.» dediler. Ya ataları birşeye akıl erdirememiş ve doğruyu seçememiş idiyseler?
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlara: «Allah´ın indirdiğine uyun.» dendiği vakit de: «Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız.» dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?
- Ali Fikri Yavuz: O müşriklere: “-Allah’ın indirdiğine (Kur’an’daki helâl ve harama) inanın ve tâbi olun.” denildiği zaman onlar: “Hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız.” dediler. Ya ataları bir şey anlıyamaz ve doğruyu seçemez idiyseler de mi? (onlara uyacaklar).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Allahın indirdiğine uyun denildiği vakit de onlara yok dediler: Atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız, ya ataları bir şeye akl erdiremez ve doğruyu seçemez idiseler demi?
- Fizilal-il Kuran: Onlara; «Allah´ın indirdiklerine uyun» denilince; «Hayır, biz atalarımızdan gördüklerimize uyarız» derler. - Peki, ya onların ataları hiçbir şeyi düşünemeyen, doğru yolu bulamamış kimseler idiyse de mi öyle yapacaklar?
- Hasan Basri Çantay: Onların (müşriklere); «Allahın indirdiğine uyun» denildiği zaman onlar: «Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulunduğumuz şey´e uyarız» derler. Ya ataları birşey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?
- İbni Kesir: Onlara; Allah´ın indirdiğine uyun, denildiği zaman, onlar hayır, biz atalarımızın üzerinde bulunduğumuz şeye uyarız, dediler. Peki, ya ataları bir şey akledemeyen, doğruyu bulamayan kimseler olsa da mı?
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onlara, «Allah´ın indirdiğine uyun» denildiği zaman, dediler ki: «Hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.» Ataları bir şeye akıl erdirememiş, doğru bir yola gitmez oldukları halde de mi (onlara uyacaklar)?
- Tefhim-ul Kuran: Ne zaman onlara: «Allah´ın indirdiklerine uyun» denilse, onlar: «Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız» derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulmamış idiyseler?
Resim yüklenemedi.