Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve ekâmûs salâte ve âtevûz zekâte lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- şüphesiz
- إِنَّ
- kimseler
- الَّذِينَ
- iman eden
- امَنُوا
- ا م ن
- ve işler yapanlar
- وَعَمِلُوا
- ع م ل
- salih (güzel)
- الصَّالِحَاتِ
- ص ل ح
- ve kılanlar
- وَأَقَامُوا
- ق و م
- namazı
- الصَّلَاةَ
- ص ل و
- ve verenler
- وَاتَوُا
- ا ت ي
- zekatı
- الزَّكَاةَ
- ز ك و
- işte onların
- لَهُمْ
- ödülleri
- أَجْرُهُمْ
- ا ج ر
- yanındadır
- عِنْدَ
- ع ن د
- Rableri
- رَبِّهِمْ
- ر ب ب
- yoktur
- وَلَا
- korku
- خَوْفٌ
- خ و ف
- onlara
- عَلَيْهِمْ
- وَلَا
- ve onlar
- هُمْ
- üzülmeyeceklerdir
- يَحْزَنُونَ
- ح ز ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.
- Diyanet Vakfı: İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İman edip iyi işler yapan ve namaz kılıp, zekat verenlerin, Rabblerinin yanında, şüphesiz kendilerine ait mükafatları vardır. Onlara bir korku yoktur ve hiç üzülmeyeceklerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İman edip iyi işler yapan, namazı dosdoğru kılıp zekatı verenlerin Rabbleri katında elbette mükafatları vardır. Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar mahzun da olmazlar.
- Ali Fikri Yavuz: İman edip iyi ameller işleyen, namazı kılan ve zekâtı veren kimselerin, Rableri katında muhakkak mükâfatları (ecirleri) vardır; ve onlara hiç bir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İman edib eyi işler yapan ve namaz kılıb zekât veren kimselerin Rabları ındinde ecirleri şüphesiz kendilerinindir ve onlara bir korku yoktur ve mahzun olacak değildir onlar
- Fizilal-il Kuran: Onlar ki inandılar, iyi işler yaptılar, namazı kıldılar ve zekatı verdiler. Rabbleri katında mükafatları kendilerine mutlaka verilecektir. Onlar için artık korku sözkonusu değildir, onlar hiç üzülmeyeceklerdir
- Hasan Basri Çantay: Îman eden, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunan, namazı (nı) dosdoğru kılan, bir de zekâtı (nı) veren kimseler (in, evet), onların Rableri indinde mükâfatları vardır. Onlara hiç bir korku yokdur, onlar mahzun da olacak değillerdir.
- İbni Kesir: İman edip salih amel işleyenlerin, namaz kılıp zekat verenlerin Rabbları katında mükafaatları vardır. Onlar için korku yoktur ve üzülecek de değillerdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O kimseler ki, imân ettiler ve iyi amellerde bulundular ve namazlarını doğruca kıldılar, zekâtlarını da verdiler. İşte onlar için Rableri nezdinde mükâfaatları vardır ve onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
- Tefhim-ul Kuran: Şüphesiz iman edip güzel amellerde bulunanlar, dosdoğru namazı kılanlar ve zekâtı verenler; onların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır.