Your browser doesn’t support HTML5 audio
أَمْ حَسِبَ ٱلَّذِينَ ٱجْتَرَحُوا۟ ٱلسَّيِّـَٔاتِ أَن نَّجْعَلَهُمْ كَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَوَآءً مَّحْيَاهُمْ وَمَمَاتُهُمْ ۚ سَآءَ مَا يَحْكُمُونَ
Em hasibellezînecterahûs seyyiâti en nec’alehum kellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti sevâen mahyâhum ve memâtuhum, sâe mâ yahkumûn(yahkumûne).
Yoksa kötülük işleyenler, kendilerini, inanıp salih amel işleyenler gibi kılacağımızı; hayatlarının ve ölümlerinin bir olacağını mı sanıyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- yoksa
- أَمْ
- sandılar (mı ki?)
- حَسِبَ
- ح س ب
- kimseler
- الَّذِينَ
- işleyen
- اجْتَرَحُوا
- ج ر ح
- kötülükleri
- السَّيِّئَاتِ
- س و ا
- أَنْ
- onları yapacağımızı
- نَجْعَلَهُمْ
- ج ع ل
- kimseler gibi
- كَالَّذِينَ
- inanan
- امَنُوا
- ا م ن
- ve yapan
- وَعَمِلُوا
- ع م ل
- iyi ameller
- الصَّالِحَاتِ
- ص ل ح
- bir olacak (öyle mi?)
- سَوَاءً
- س و ي
- yaşamaları
- مَحْيَاهُمْ
- ح ي ي
- ve ölümleri
- وَمَمَاتُهُمْ
- م و ت
- ne kötü
- سَاءَ
- س و ا
- مَا
- hüküm veriyorlar
- يَحْكُمُونَ
- ح ك م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Yoksa kötülük işleyenler, kendilerini, inanıp salih amel işleyenler gibi kılacağımızı; hayatlarının ve ölümlerinin bir olacağını mı sanıyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
- Diyanet Vakfı: Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yoksa o kötülükleri yapıp duran kimseler, kendilerini iman edip iyi ameller yapan kimseler gibi yapacağız, hayatlarını ve ölümlerini bir tutacağız mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Yoksa, kötülük işleyenler, hayatlarında ve ölümlerinde kendilerini, iman edip iyi ameller işleyen kimselerle bir tutacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!
- Ali Fikri Yavuz: Yoksa o kötülükleri işleyib duranlar, kendilerini, iman edib salih ameller işliyenler gibi yapacağız, hayat ve ölümlerini bir tutacağız mı sandılar? Ne fena hüküm veriyorlar...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Yoksa o kötülükleri yapıp duran kimseler, kendilerini o iyman edip salih ameller yapan kimseler gibi yapacağız, hayat ve memâtlarını müsavî kılacağız mı sandılar? Ne fena hukmediyorlar!
- Fizilal-il Kuran: Yoksa kötülükleri işleyen kimseler kendilerini inanıp iyi ameller işleyenlerle bir tutacağımızı mı sandılar? Yaşamaları ve ölmeleri bir olacak öyle mi? Ne kötü hüküm veriyorlar.
- Hasan Basri Çantay: Yoksa kötülükleri kazananlar, kendilerini, îman edib de iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlar gibi mi yapacağız, dirim ve ölümleri bir mi olacak sandı (lar). Hükmedegeldikleri (bu) şey ne fena!
- İbni Kesir: Yoksa; kötülükleri kazananlar, ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini iman edip salih amel işleyen kimseler ile bir tutacağımızı mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Yoksa o kötülükleri kazananlar sandılar mı ki onları imân etmiş ve sâlih sâlih amellerde bulunmuş kimseler gibi kılacağız? Onların berhayat olmaları ile ölümlerini müsavi (bulunduracağız)? Ne fena hükmettikleri şey!
- Tefhim-ul Kuran: Yoksa kötülüklere batıp yara alanlar, kendilerini iman edip salih amellerde bulunanlar gibi kılacağımızı mı sandılar? Hayatları ve ölümleri de bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar.
Resim yüklenemedi.