Your browser doesn’t support HTML5 audio
رَّبَّنَا ٱكْشِفْ عَنَّا ٱلْعَذَابَ إِنَّا مُؤْمِنُونَ
Rabbenekşif annel azâbe innâ mû’minûn(mû’minûne).
İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- Rabbimiz
- رَبَّنَا
- ر ب ب
- kaldır
- اكْشِفْ
- ك ش ف
- bizden
- عَنَّا
- azabı
- الْعَذَابَ
- ع ذ ب
- çünkü biz
- إِنَّا
- inanıyoruz
- مُؤْمِنُونَ
- ا م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler.
- Diyanet Vakfı: (İşte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): «Ey Rabbimiz, bizden bu azabı aç; çünkü biz inanıyoruz.» diyecekler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: O gün insanlar: «Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz» derler.
- Ali Fikri Yavuz: (Onlar şöyle diyecekler): “- Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı kaldır; çünkü biz müminleriz.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Rabbenâ! bizden bu azâbı aç, çünkü biz mü´minleriz diyecekler
- Fizilal-il Kuran: «Rabbimiz, bizden azabı kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz» derler.
- Hasan Basri Çantay: «Ey Rabbimiz, bizden bu azâbı açıb kaldır. Çünkü biz îman edeceğiz».
- İbni Kesir: Rabbımız; bu azabı bizden kaldır. Doğrusu biz, artık mü´minleriz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı açıver, şüphe yok ki, biz mü´minleriz,» diyeceklerdir.
- Tefhim-ul Kuran: «Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp gider; çünkü biz (artık) iman edicileriz.»
Resim yüklenemedi.