Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُلْ سِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ ثُمَّ ٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُكَذِّبِينَ
Kul sîrû fîl ardı summenzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).
De ki: “Yeryüzünde gezin dolaşın da (Peygamberleri) yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- dolaşın
- سِيرُوا
- س ي ر
- فِي
- yeryüzünde
- الْأَرْضِ
- ا ر ض
- sonra
- ثُمَّ
- görün
- انْظُرُوا
- ن ظ ر
- nasıl
- كَيْفَ
- ك ي ف
- olmuş
- كَانَ
- ك و ن
- sonu
- عَاقِبَةُ
- ع ق ب
- yalanlayanların
- الْمُكَذِّبِينَ
- ك ذ ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Yeryüzünde gezin dolaşın da (Peygamberleri) yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün.”
- Diyanet Vakfı: De ki: Yeryüzünde dolaşın, sonra (peygamberleri) yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Yeryüzünde dolaşın da peygamberlere yalancı diyenlerin sonunun nasıl olduğunu bir görün!
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş, görün!».
- Ali Fikri Yavuz: De ki: “-Yeryüzünde dolaşın da hele bir bakın; o peygamberlere yalancı diyenlerin sonu nasıl olmuştur.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): De ki: yer yüzünde dolaşın da bakın o Peygâmberlere yalancı diyenlerin akıbeti nasıl olmuş?»
- Fizilal-il Kuran: Onlara de ki; ´´Dünyayı geziniz de peygamberleri yalanlayanların sonu nice oldu, görünüz?»
- Hasan Basri Çantay: De ki: «Yer (yüzün) de gezib dolaşın, sonra da bakın ki (peygamberleri) yalanlayanların sonu nice olmuşdur».
- İbni Kesir: De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da sonra bir görün, yalanlayanların sonu nice olmuştur?
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Yeryüzünde dolaşınız, sonra bakınız ki, tekzîp edenlerin akibeti nasıl olmuştur?»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir görün.»
Resim yüklenemedi.