Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلِتَصْغَىٰٓ إِلَيْهِ أَفْـِٔدَةُ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ وَلِيَرْضَوْهُ وَلِيَقْتَرِفُوا۟ مَا هُم مُّقْتَرِفُونَ
Ve li tesgâ ileyhi ef’idetullezîne lâ yu’minûne bil âhıreti ve li yerdavhu ve li yakterifû mâ hum mukterifûn(mukterifûne).
Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar).
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve meyletsin
- وَلِتَصْغَىٰ
- ص غ و
- ona
- إِلَيْهِ
- kalbleri
- أَفْئِدَةُ
- ف ا د
- kimselerin
- الَّذِينَ
- لَا
- inanmayan(ların)
- يُؤْمِنُونَ
- ا م ن
- ahirete
- بِالْاخِرَةِ
- ا خ ر
- ve ondan hoşlansınlar
- وَلِيَرْضَوْهُ
- ر ض و
- ve işlemeğe devam etsinler
- وَلِيَقْتَرِفُوا
- ق ر ف
- مَا
- onların
- هُمْ
- işledikleri suçları
- مُقْتَرِفُونَ
- ق ر ف
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar).
- Diyanet Vakfı: Âhirete inanmayanların kalpleri ona (yaldızlı söze) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye (böyle yaparlar).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir de ahirete inanmayanların gönülleri o yaldızlı söze meyletsin, ondan hoşlansınlar ve onların işlediği günahları işlesinler diye yaldızlı söz fısıldarlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bir de ahirete iman etmeyenlerin kalbleri, o yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri suçları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.
- Ali Fikri Yavuz: Bir de o yaldızlı lâfa, âhirete inanmıyanların kalbleri meyletsin, ondan hoşlansınlar ve kazanmakta oldukları günahı onlar da kazansınlar diye, öyle yaparlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir de o yaldızlı lâfa Âhırete inanmıyanların gönülleri aksın ve onu hoşlansınlar ve bu ele geçirmekte oldukları varidatı elde etsinler diye öyle yaparlar
- Fizilal-il Kuran: Ahirete inanmayanların kalpleri bu yaldızlı uydurmalara kansın, onlardan hoşlansın ve işledikleri kötülükleri işlemeye devam etsinler diye.
- Hasan Basri Çantay: Bir de (bu telkıyni) âhirete inanmazların gönülleri ona ağsın, ondan hoşlansınlar, kazanmakda oldukları (günâhı) onlar ko-kazana dursunlar diye (yapar).
- İbni Kesir: Bir de ahirete inanmayanların kalbleri ona meyletsin, ondan hoşlansınlar ve işlesinler diye.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve o (yaldızlı) sözlerle ahirete inanmayanların gönülleri ona meyletsin ve ondan hoşlansınlar ve onlar irtikab eder olduklarını irtikab etsinler diye telkin eyler.
- Tefhim-ul Kuran: Bir de ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve içi çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar.
Resim yüklenemedi.