Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا فِى كُلِّ قَرْيَةٍ أَكَٰبِرَ مُجْرِمِيهَا لِيَمْكُرُوا۟ فِيهَا ۖ وَمَا يَمْكُرُونَ إِلَّا بِأَنفُسِهِمْ وَمَا يَشْعُرُونَ
Ve kezâlike cealnâ fî kulli karyetin ekâbire mucrimîhâ li yemkurû fîhâ, ve mâ yemkurûne illâ bi enfusihim ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne).
İşte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler. Hâlbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve böylece
- وَكَذَٰلِكَ
- yaptık
- جَعَلْنَا
- ج ع ل
- فِي
- her
- كُلِّ
- ك ل ل
- kentin
- قَرْيَةٍ
- ق ر ي
- büyüklerini
- أَكَابِرَ
- ك ب ر
- (oranın) suçluları
- مُجْرِمِيهَا
- ج ر م
- tuzak kursunlar diye
- لِيَمْكُرُوا
- م ك ر
- orada
- فِيهَا
- (oysa)
- وَمَا
- onlar tuzak kurmazlar
- يَمْكُرُونَ
- م ك ر
- başkasına
- إِلَّا
- kendilerinden
- بِأَنْفُسِهِمْ
- ن ف س
- وَمَا
- ama farkında değillerdir
- يَشْعُرُونَ
- ش ع ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İşte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler. Hâlbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar.
- Diyanet Vakfı: Böylece biz, her kasabada, oralarda bozgunculuk yapmaları için, günahkârlarını liderler yaptık. Onlar yalnız kendilerini aldatırlar, ama farkında olmazlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Böylece her şehirde o şehrin günahkarlarının büyüklerini, orada hilekarlık yapsınlar diye, işbaşında bulundurmaktayız. Oysa onlar, hilekarlığı başkalarına değil, kendilerine yapıyorlar da farkına varamıyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Böylece, her kentte ileri gelenleri, oranın suçluları yaptık ki, orada hileler çevirsinler. Halbuki bunlar, kötülüğü başkasına değil kendilerine yapıyorlar da farkına varmıyorlar.
- Ali Fikri Yavuz: Mekke’de olduğu gibi, her beldede de en büyük günâhkârları (mücrimleri yüksek) mevkide bulunduruyoruz ki, orada hile yapsınlar. Halbuki onlar, hileyi ancak kendilerine yapıyorlar da farkında değillerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Böyle her karyede de mücrimlerinin büyüklerini mevki´de bulundurmaktayızdır ki orada mekir yapsınlar, halbuki bunlar, mekri başkasına değil kendilerine yapıyorlar da farkına varmıyorlar
- Fizilal-il Kuran: Tıpkı bunun gibi her kentin kimi ileri gelenlerini o kentin hakka karşı komplo düzenleyen azılı günahkârları yaptık. Aslında onlar kendilerine karşı komplo düzenlerler, ama bunun farkında değildirler.
- Hasan Basri Çantay: (Mekkede olduğu gibi) her şehir ve kasabada da oraların günahkârlarını, o yerlerde hıylekârlık etsinler diye, büyük (tanınmış) adamlar (dan) yapdık. Halbuki onlar hıylekârlığı (başkasına değil) ancak kendilerine yaparlarda farkında olmazlar.
- İbni Kesir: Ve böylece her kasabada hile yapsınlar diye oranın ileri gelenlerini suçlular kıldık. Halbuki yalnız kendilerine hile yaparlar da farkına varmazlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve böylece her bir beldede günahkârlarını büyükler kıldık ki, orada hilede bulunsunlar. Halbuki, onlar hilekarlık yapmazlar, ancak kendilerine yapmış olurlar da farkına varamazlar.
- Tefhim-ul Kuran: Böylece biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkârları kıldık. Oysa onlar, hileli düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.
Resim yüklenemedi.