Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَلَوْلَآ إِذْ جَآءَهُم بَأْسُنَا تَضَرَّعُوا۟ وَلَٰكِن قَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيْطَٰنُ مَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
Fe lev lâ iz câehum be’sunâ tedarraû ve lâkin kaset kulûbuhum ve zeyyene lehumuş şeytânu mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp tövbe etselerdi ya.. Fakat (onu yapmadılar) kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- hiç olmazsa
- فَلَوْلَا
- zaman
- إِذْ
- kendilerine geldiği
- جَاءَهُمْ
- ج ي ا
- baskınımız
- بَأْسُنَا
- ب ا س
- yalvarsalardı
- تَضَرَّعُوا
- ض ر ع
- fakat
- وَلَٰكِنْ
- katılaştı
- قَسَتْ
- ق س و
- kalbleri
- قُلُوبُهُمْ
- ق ل ب
- ve süslü gösterdi
- وَزَيَّنَ
- ز ي ن
- onlara
- لَهُمُ
- şeytan
- الشَّيْطَانُ
- ش ط ن
- şeyleri
- مَا
- oldukları
- كَانُوا
- ك و ن
- yapmış
- يَعْمَلُونَ
- ع م ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp tövbe etselerdi ya.. Fakat (onu yapmadılar) kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti.
- Diyanet Vakfı: Hiç olmazsa, onlara bu şekilde azabımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını câzip gösterdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Hiç olmazsa kendilerine baskımız geldiği vakit yalvarsaydılar bari. Fakat kalpleri katılaşmış, şeytan da bütün yaptıklarını kendilerine güzel göstermişti.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Hiç olmazsa kendilerine baskınımız geldiği zaman olsun, yalvarmalı değiller miydi? Fakat kalbleri katılaştı ve şeytan yaptıklarını kendilerine güzel gösterdi.
- Ali Fikri Yavuz: Hiç olmazsa, böyle şiddetimiz onlara geldiği zaman, bâri yalvarsaydılar! Fakat kalbleri katılaşmış, Şeytan da bütün yaptıklarını, kendilerine süslü göstermişti.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hiç olmazsa böyle tazyikımız geldiği vakıt bâri yalvarsaydılar ve lâkin kalbleri katılaşmış, Şeytan da her ne yapıyorlar ise kendilerine süslü göstermişti
- Fizilal-il Kuran: Bari sıkıntılarımız başlarına gelince bize yalvarsalardı ya! Fakat kalbleri katılaştı ve şeytan yaptıkları her şeyi onlara cazip gösterdi.
- Hasan Basri Çantay: İşte onlar kendilerine (öyle) bir azabımız gelib çatdığı zaman olsun yalvarmalı değil miydiler? Fakat yürekleri katılaşmış, şeytan da yapmakda oldukları (ma´siyetleri) süsleyib püslemişdi.
- İbni Kesir: Onlar, hiç değilse kendilerine bir azabımız geldiği zaman; yalvarmalı değiller miydi? Fakat kalbleri katılaşmış, şeytan da onlara yaptıklarını süsleyip püslemişti.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık Bizim azabımız onlara geldiği zaman yalvarmalı değil miydiler? Fakat onların gönülleri katılaşmış ve şeytan onlara yapar oldukları şeyleri süslemiş idi.
- Tefhim-ul Kuran: Onlara, zorlu azabımız geldiği zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Ama onların kalpleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını çekici (süslü) gösterdi.
Resim yüklenemedi.