Your browser doesn’t support HTML5 audio
أَلَمْ يَرَوْا۟ كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍ مَّكَّنَّٰهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ مَا لَمْ نُمَكِّن لَّكُمْ وَأَرْسَلْنَا ٱلسَّمَآءَ عَلَيْهِم مِّدْرَارًا وَجَعَلْنَا ٱلْأَنْهَٰرَ تَجْرِى مِن تَحْتِهِمْ فَأَهْلَكْنَٰهُم بِذُنُوبِهِمْ وَأَنشَأْنَا مِنۢ بَعْدِهِمْ قَرْنًا ءَاخَرِينَ
E lem yerev kem ehleknâ min kablihim min karnin mekkennâhum fîl ardı mâ lem numekkin lekum ve erselnes semâe aleyhim midrâren ve cealnâl enhâre tecrî min tahtihim fe ehleknâhum bi zunûbihim ve enşe’nâ min ba’dihim karnen âharîn(âharîne).
Onlardan önce nice nesilleri helâk ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helâk ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- أَلَمْ
- görmediler mi
- يَرَوْا
- ر ا ي
- nicesini
- كَمْ
- yok ettik
- أَهْلَكْنَا
- ه ل ك
- مِنْ
- onlardan önce
- قَبْلِهِمْ
- ق ب ل
- -den
- مِنْ
- nesiller-
- قَرْنٍ
- ق ر ن
- onlara imkanlar vermiştik
- مَكَّنَّاهُمْ
- م ك ن
- فِي
- yeryüzünde
- الْأَرْضِ
- ا ر ض
- ne varsa
- مَا
- لَمْ
- vermediğimiz imkanları
- نُمَكِّنْ
- م ك ن
- size
- لَكُمْ
- ve boşaltmıştık
- وَأَرْسَلْنَا
- ر س ل
- göğü de
- السَّمَاءَ
- س م و
- üzerlerine
- عَلَيْهِمْ
- bol bol
- مِدْرَارًا
- د ر ر
- ve kılmıştık
- وَجَعَلْنَا
- ج ع ل
- ırmakları
- الْأَنْهَارَ
- ن ه ر
- akar
- تَجْرِي
- ج ر ي
- مِنْ
- (ayaklarının) altından
- تَحْتِهِمْ
- ت ح ت
- fakat onları helak ettik
- فَأَهْلَكْنَاهُمْ
- ه ل ك
- günahlarından ötürü
- بِذُنُوبِهِمْ
- ذ ن ب
- ve yarattık
- وَأَنْشَأْنَا
- ن ش ا
- مِنْ
- onların ardından
- بَعْدِهِمْ
- ب ع د
- bir nesil
- قَرْنًا
- ق ر ن
- başka
- اخَرِينَ
- ا خ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlardan önce nice nesilleri helâk ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helâk ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik.
- Diyanet Vakfı: Görmediler mi ki, onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz bütün imkânları kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol yağmurlar indirip evlerinin altından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helâk ettik. Biz onları, günahları sebebiyle helâk ettik ve onların ardından başka nesiller yarattık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Önlerinde kaç nesil, kendilerinden önce nice milletleri helak ettiğimizi görmediler mi? Bu yerde onlara, size vermediklerimizi vermiş, üzerlerine göğü bol bol bırakmış, ırmakları ayaklarının altından akar bir duruma getirmiştik. Öyle iken onları günahları yüzünden helak ettik ve arkalarından yeni bir nesil yarattık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkanları onlara vermiştik. Onlara gökten bol bol yağmur indirmiş, altlarından ırmaklar akıtmıştık. Fakat onları günahlarından dolayı helak ettik. Ve kendilerinden sonra başka bir nesil yarattık.
- Ali Fikri Yavuz: Görmediler mi ki, kendilerinden önce ne kadar nesiller helâk ettik? Biz, onlara yeryüzünde size (ey Mekke’liler) vermediğimiz bütün imkânları verdik; gökten üzerlerine bol bol yağmur gönderdik. Ev ve bahçelerinin altlarından akar ırmaklar meydana getirdik. Öyle iken, yapmış oldukları günahlar sebebiyle onları helâk ettik de arkalarından başka yeni nesiller icad ettik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Görmediler mi önlerinde kaç karın helâk ettik, bu yerde onlara size vermediklerimizi vermiştik ve üzerlerine Semayı bol bol salıvermiştik, ırmakları ayaklarının altından akar bir hale getirmiştik, öyle iken onları günahlarıyle helâk ettik de arkalarından yeni bir karın olarak başkalarına neş´et verdik
- Fizilal-il Kuran: Onlardan önceki nice kuşakları yok ettiğimizi görmediler mi? Oysa o kuşaklara size vermemiş olduğumuz derecede geniş yerleşme ve yaşama imkânları vermiş, yurtlarına gökten bol yağmurlar yağdırmış, ayakları altından nehirler akıtmıştık. Fakat işledikleri günahlar yüzünden onları yok ederek arkalarından başka kuşaklar yarattık.
- Hasan Basri Çantay: Biz, kendilerinden evvel nice nesil (ler) i helak etdik, görmediler mi? (Ey Mekkeliler) biz onlara yer (yüzün) de size vermediğimiz (bütün) imkânları verdik, gökden üstlerine bol bol (yağmurlar) gönderdik, (evlerinin) altlarından akar ırmaklar yapdık da günâhları yüzünden yine onları yok edib arkalarından başka nesil (ler) peyda etdik.
- İbni Kesir: Görmediler mi ki; Biz, onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Biz, onları sizi yerleştirmediğimiz şekilde yer yüzüne yerleştirmiş, gökten bol yağmur yağdırmış ve altlarından ırmaklar akıtmıştık. Sonra onları günahlarından dolayı yok ettik. Ve aralarından başka bir nesil yetiştirdik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Görmediler mi onlardan evvel kaç nesli helâk ettik, o nesillere yeryüzünde size vermediğimiz imkanları vermiş idik ve onların üzerine göğü bol bol salıvermiştik ve ırmakları onların altlarından akar bir halde kılmıştık, sonra onları günahları sebebiyle helâk ettik ve onlardan sonra birer başka başka nesli vücuda getirdik.
- Tefhim-ul Kuran: Kendilerinden önce nice kuşakları yıkıma uğrattığımızı görmüyorlar mı? Biz, sizi yerleşik kılmadığımız bir biçimde onları yeryüzünde (büyük bir güç ve servetle) yerleşik kıldık; gökten üzerlerine sağanak (bol yağmurlar) yağdırdık, nehirleri de altlarından akar yaptık. Ama günahları nedeniyle biz onları yıkıma uğrattık ve arkalarından başka kuşaklar (inşa edip) oluşturduk.
Resim yüklenemedi.