Your browser doesn’t support HTML5 audio
أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ هَدَى ٱللَّهُ ۖ فَبِهُدَىٰهُمُ ٱقْتَدِهْ ۗ قُل لَّآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا ۖ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرَىٰ لِلْعَٰلَمِينَ
Ulâikellezîne hedallâhu, fe bi hudâyuhumuktedih, kul lâ es’elukum aleyhi ecrâ(ecren), in huve illâ zikrâ lil âlemîn(âlemîne).
İşte, o peygamberler, Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir. (Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy. De ki: “Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur’an), bütün âlemler için ancak bir uyarıdır.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- İşte onlar
- أُولَٰئِكَ
- kimselerdir
- الَّذِينَ
- hidayet ettikleridir
- هَدَى
- ه د ي
- Allah’ın
- اللَّهُ
- onların yoluna
- فَبِهُدَاهُمُ
- ه د ي
- uy
- اقْتَدِهْ
- ق د و
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- لَا
- sizden istemiyorum
- أَسْأَلُكُمْ
- س ا ل
- ona karşılık
- عَلَيْهِ
- bir ücret
- أَجْرًا
- ا ج ر
- değildir
- إِنْ
- O
- هُوَ
- ancak
- إِلَّا
- bir öğüttür
- ذِكْرَىٰ
- ذ ك ر
- alemlere
- لِلْعَالَمِينَ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İşte, o peygamberler, Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir. (Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy. De ki: “Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur’an), bütün âlemler için ancak bir uyarıdır.”
- Diyanet Vakfı: İşte o peygamberler Allah´ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur´an) âlemler için ancak bir öğüttür.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte o peygamberler, Allah´ın kendilerini doğrudan yola eriştirdiği kimselerdir. Sen de onların gittiği yoldan yürü! De ki: «Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O Kur´an sadece alemleri irşad için ilahi bir hatıradır.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bunlar, Allah´ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların hidayetine uy. De ki: «Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece bütün âlemlere bir öğüttür.»
- Ali Fikri Yavuz: O Peygamberler, Allah’ın hidayetine eriştirdiği kimselerdir. Sen de onların gittiği yoldan yürü. (Onların tevhid yolunda bulun.) De ki: “-sizi bu tevhide (Kur’an’a) çağırmama sizden bir ücret istemem. O Kur’an, âlemler için (insan ve cinleri irşad için) ancak bir öğüddür.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte o Peygamberler Allahın hidayetine iriştirdiği kimseler, sen de onların gittiği yoldan yürü, ben, de: Buna karşı sizden bir ecr istemem, o mahzâ âlemîni irşad için ilâhî bir yadigârdır
- Fizilal-il Kuran: İşte onlar Allah´ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve de ki; «Ben bu Kur´an´a karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum, o bütün alemlere yönelik bir hatırlatmadan başka bir şey değildir.»
- Hasan Basri Çantay: Onlar (o peygamberler) Allahın hidâyet etdiği kimselerdir. O halde sen de onların gitdiği doğru yolu tutub ona uy. De ki: «Ben buna karşı (bu risâlet vazifesini ifâ etmeme mukaabil) sizden hiç bir ücret istemiyorum. O (Kur´an), âlemler için öğüdden başka bir şey değildir».
- İbni Kesir: İşte bunlar; Allah´ın hidayet ettikleridir. Öyleyse sen de onların hidayetine uy. De ki: Ben bunlara karşı sizden hiçbir ücret istemem. Bu, ancak alemler için bir öğüttür.
- Ömer Nasuhi Bilmen: İşte onlar, Allah Teâlâ´nın hidâyet ettiği zâtlardır. Sen de onların bu tarik-i hidayetini takip et. De ki: «Sizden bunun üzerine bir ücret istemem, o âlemler için bir mev´izeden başka değildir.»
- Tefhim-ul Kuran: İşte Allah´ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: «Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur´an), alemlere bir ´öğüt ve hatırlatmadan´ başkası değildir.»
Resim yüklenemedi.