Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَٱسْتَجَبْنَا لَهُۥ وَنَجَّيْنَٰهُ مِنَ ٱلْغَمِّ ۚ وَكَذَٰلِكَ نُنْجِي ٱلْمُؤْمِنِينَ
Festecebnâ lehu ve necceynâhu minel gamm(gammi), ve kezâlike nuncil mu’minîn(mu’minîne).
Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- biz de kabul ettik
- فَاسْتَجَبْنَا
- ج و ب
- onu(n du’asını)
- لَهُ
- ve onu kurtardık
- وَنَجَّيْنَاهُ
- ن ج و
- مِنَ
- tasadan
- الْغَمِّ
- غ م م
- işte böyle
- وَكَذَٰلِكَ
- biz kurtarırız
- نُنْجِي
- ن ج و
- inananları
- الْمُؤْمِنِينَ
- ا م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız.
- Diyanet Vakfı: Bunun üzerine onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte biz müminleri böyle kurtarırız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Biz de duasını kabul ettik, kendisini üzüntüden kurtardık ve işte müminleri böyle kurtarırız.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz de duasını kabul ile icabet ettik, kendisini üzüntüden kurtardık. İşte biz iman edenleri böyle kurtarırız.
- Ali Fikri Yavuz: Biz de duasını kabul ettik, kendisini kederden kurtardık. İşte biz, müminleri böyle kurtarırız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Biz de duâsını kabul ile icabet ettik de kendisini gamden kurtardık ve işte mü´minleri böyle kurtarırız
- Fizilal-il Kuran: Bunun üzerine duasını kabul ederek kendisini içine düştüğü sıkıntıdan kurtardık. İşte mü´minleri böyle kurtarırız.
- Hasan Basri Çantay: Bunun üzerine biz de onu (n bu duasını) kabul etdik, kendisini gamdan selâmete erdirdik. İşte biz îman edenleri böyle kurtarırız.
- İbni Kesir: Biz de onun duasını kabul edip üzüntüden kurtarmıştık. İşte inananları böyle kurtarırız.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık Biz de O´nun duasına icabet ettik de O´nu gamdan kurtardık ve mü´minleri de böylece necâta erdiririz.
- Tefhim-ul Kuran: Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte biz, iman edenleri böyle kurtarırız.