Your browser doesn’t support HTML5 audio
ٱسْتِكْبَارًا فِى ٱلْأَرْضِ وَمَكْرَ ٱلسَّيِّئِ ۚ وَلَا يَحِيقُ ٱلْمَكْرُ ٱلسَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِۦ ۚ فَهَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا سُنَّتَ ٱلْأَوَّلِينَ ۚ فَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ ٱللَّهِ تَبْدِيلًا ۖ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ ٱللَّهِ تَحْوِيلًا
İstikbâren fîl ardı ve mekres seyyii, ve lâ yahîkul mekrus seyyiu illâ bi ehlih(ehlihî), fe hel yenzurûne illâ sunnetel evvelîn(evvelîne), fe len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen), ve len tecide li sunnetillâhi tahvîlâ(tahvîlen).
Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah’ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- büyüklük taslama(larını)
- اسْتِكْبَارًا
- ك ب ر
- فِي
- yeryüzünde
- الْأَرْضِ
- ا ر ض
- ve tuzak(lar) kurma(larını artırdı)
- وَمَكْرَ
- م ك ر
- kötü
- السَّيِّئِ
- س و ا
- oysa
- وَلَا
- dolanmaz
- يَحِيقُ
- ح ي ق
- tuzak
- الْمَكْرُ
- م ك ر
- kötü
- السَّيِّئُ
- س و ا
- başkasına
- إِلَّا
- sahibi(nden)
- بِأَهْلِهِ
- ا ه ل
- -mı?
- فَهَلْ
- bekliyorlar
- يَنْظُرُونَ
- ن ظ ر
- başkasını-
- إِلَّا
- yasasından
- سُنَّتَ
- س ن ن
- öncekilerin
- الْأَوَّلِينَ
- ا و ل
- halbuki
- فَلَنْ
- bulamazsın
- تَجِدَ
- و ج د
- yasasında
- لِسُنَّتِ
- س ن ن
- Allah’ın
- اللَّهِ
- bir değişme
- تَبْدِيلًا
- ب د ل
- ve
- وَلَنْ
- bulamazsın
- تَجِدَ
- و ج د
- yasasında
- لِسُنَّتِ
- س ن ن
- Allah’ın
- اللَّهِ
- bir sapma
- تَحْوِيلًا
- ح و ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah’ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın.
- Diyanet Vakfı: Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilerin kanunundan (onlara uygulanandan) başkasını mı bekliyorlar? Allah´ın kanununda asla bir değişme bulamazsın, Allah´ın kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsın.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bu, yeryüzünde bir büyüklük taslamak ve suikast düzenlemek istediklerindendir. Oysa kötü tuzak, yalnızca sahibinin başına geçer. O halde öncekilerin kanunundan başka ne gözetirler?! Sen Allah´ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın, Allah´ın kanununda asla bir sapma da bulamazsın!
- Elmalılı Hamdi Yazır: (Bu da) yeryüzünde bir kibirlenme ve bir suikast düzenidir. Halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer. O halde öncekilerin kanunundan başka ne gözetiyorlar? Sen Allah´ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah´ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın.
- Ali Fikri Yavuz: Bu da, yeryüzünde kibirlenmeleri ve kötü hileleri yüzündendi. Halbuki fena bir kuruntu, ancak sahibinin başına geçer. O halde evvelkilerin sünnetinden (inkârcıların başına gelen azabdan) başka ne gözetirler? Sen Allah’ın sünnetinde, (kâfirlere azap kanununda) aslâ bir tedbil bulamazsın. Allah’ın sünnetinde bir tahvil de bulamazsın.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Yerde bir kibirlenme ve bir sui kasd düzeni, halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer, o halde evvelkilerin sünnetinden başka ne gözetirler. O halde Allahın sünnetine bir tebdil bulamazsın, Allahın sünnetine bir tahvil de bulamazsın.
- Fizilal-il Kuran: Bu nefretlerinin sebebi yeryüzünde büyüklük taslamaları ve kötü niyetli komplolar kurmalarıdır. Oysa kötü niyetli komplolar, sadece düzenleyicilerini tuzağa düşürür. Onlar daha önceki yoldaşları hakkında işleyen yasalardan başka bir akıbet mi bekliyorlar? Allah´ın yasasının değiştiğini göremezsin. Allah´ın yasasında herhangi bir sapma göremezsin.
- Hasan Basri Çantay: Çünkü (onlar) yer (yüzün) de büyüklenmek, fena (ve) hîyle (li tuzaklar) kurmak (istiyorlar). Halbuki kötü düzen, ona ehil olandan başkasını sarmaz. Ya onlar daha evvel ki (ümmet) ler (hakkında carî olan) kaanundan başkasını mı bekliyorlar? (Hayır) sen Allahın kaanununda asla bir değişiklik bulamazsın. Sen Allahın kaanununda asla bir döneklik de bulamazsın.
- İbni Kesir: Yeryüzünde büyüklenerek ve kötü düzen kurarak. Halbuki kötü düzen ancak ehline zarar verir. Öncekilerin sünnetlerini görmezler mi? Sen, Allah´ın sünnetinde bir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah´ın sünnetinde bir başkalaşma da bulamazsın.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (Bu da) Yerde böbürlenmekten ve kötü bir kasıtta bulunmalarından (neş´et etmiştir). Ve kötü bir kasıt, kendi ehlinden başkasına arız olmaz. O halde evvelkilerin adetinden başka ne gözetirler? Artık sen Allah´ın sünneti için bir değişiklik bulamazsın. Ve Allah´ın sünneti için bir döndürülmek de bulamazsın.
- Tefhim-ul Kuran: (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah´ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah´ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın.
Resim yüklenemedi.