Your browser doesn’t support HTML5 audio
سَيَقُولُ لَكَ ٱلْمُخَلَّفُونَ مِنَ ٱلْأَعْرَابِ شَغَلَتْنَآ أَمْوَٰلُنَا وَأَهْلُونَا فَٱسْتَغْفِرْ لَنَا ۚ يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِم مَّا لَيْسَ فِى قُلُوبِهِمْ ۚ قُلْ فَمَن يَمْلِكُ لَكُم مِّنَ ٱللَّهِ شَيْـًٔا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًۢا ۚ بَلْ كَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًۢا
Se yekûlu lekel muhallefûne minel a’râbi şegaletnâ emvâlunâ ve ehlûnâ festagfir lenâ, yekûlûne bi elsinetihim mâ leyse fî kulûbihim, kul fe men yemliku lekum minallâhi şey’en in erâde bikum darren ev erâde bikum nef’â(nef’en), bel kânallâhu bi mâ ta’melûne habîrâ(habîren).
Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: “Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O’na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- diyecekler ki
- سَيَقُولُ
- ق و ل
- sana
- لَكَ
- geri bırakılanlar
- الْمُخَلَّفُونَ
- خ ل ف
- -dan
- مِنَ
- Araplar-
- الْأَعْرَابِ
- ع ر ب
- bizi alıkoydu
- شَغَلَتْنَا
- ش غ ل
- mallarımız
- أَمْوَالُنَا
- م و ل
- ve çocuklarımız
- وَأَهْلُونَا
- ا ه ل
- mağfiret dile
- فَاسْتَغْفِرْ
- غ ف ر
- bizim için
- لَنَا
- onlar söylüyorlar
- يَقُولُونَ
- ق و ل
- dilleriyle
- بِأَلْسِنَتِهِمْ
- ل س ن
- bir şeyi
- مَا
- olmayan
- لَيْسَ
- ل ي س
- فِي
- kalblerinde
- قُلُوبِهِمْ
- ق ل ب
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- kim?
- فَمَنْ
- engel olabilir
- يَمْلِكُ
- م ل ك
- sizin için
- لَكُمْ
- karşı
- مِنَ
- Allah’a
- اللَّهِ
- herhangi bir şeyle
- شَيْئًا
- ش ي ا
- eğer
- إِنْ
- istese
- أَرَادَ
- ر و د
- size
- بِكُمْ
- bir zarar vermek
- ضَرًّا
- ض ر ر
- yahut
- أَوْ
- istese
- أَرَادَ
- ر و د
- size
- بِكُمْ
- bir yarar vermek
- نَفْعًا
- ن ف ع
- hayır
- بَلْ
- كَانَ
- ك و ن
- Allah
- اللَّهُ
- olduklarınızı
- بِمَا
- yapıyor(lar)
- تَعْمَلُونَ
- ع م ل
- haber almaktadır
- خَبِيرًا
- خ ب ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: “Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O’na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
- Diyanet Vakfı: Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah´tan bizim bağışlanmamızı dile.» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O´na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bedevilerden (savaştan) geri bırakılanlar yakında sana: «Bizleri mallarımız ve ailelerimiz oyaladı, onun için bize bağışlama dile!» diyeceklerdir. Kalplerinde olmayan şeyi ağızlarıyla söyleyecekler. De ki: «Eğer Allah sizi bir zarara uğratmayı dilerse veya size bir yarar sağlamayı dilerse Allah´a karşı kim birşey yapabilir? Doğrusu Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: yakında a´râbilerden geri kalmış olanlar sana diyecekler ki, «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah´tan bizim bağışlanmamızı dile.» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O´na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
- Ali Fikri Yavuz: (Henüz iman kalblerinde yerleşmemiş olduğundan Hudeybiye seferinden) geri kalan bazı Bedevî’ler sana şöyle diyeceklerdir: “- Mallarımız ve ailelerimiz bizi, (seninle Hudeybiye seferine çıkmaktan) alıkoydu. Onun için bize mağfiret dile.” Onlar, kalblerinde olmıyan şeyi ağızlarıyla söyliyecekler. (Ey Rasûlüm, sen onlara) de ki:”- Eğer Allah size bir zarar dilerse, yahud size bir fayda dilerse, artık onun dilemesinden sizi kim koruyabilir? Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızdan haberdar bulunuyor.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Yakında diyecek sana o a´rabîlerden geri bırakılanlar ki: «bizleri mallarımız ve âilelerimiz oyaladı, onun için bize istiğfar ediver!» Kalblerinde olmıyan şey´i ağızlariyle söyliyecekler, de ki şimdi hakkınızda Allahdan kim bir şey´e mâlik olabilir eğer size bir zarar irâde buyurur yâhud bir menfeat irâde buyurursa? Doğrusu Allah ne yapıyorduğunuza habir bulunuyor
- Fizilal-il Kuran: Bedevilerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah´tan bizim bağışlanmamızı dile». Onlar kalblerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: «Allah size bir zarar vermek dilemiş, yahut size bir fayda vermek istemiş olsa Allah´ın, sizin için dilediğine kim engel olabilir? Hayır hiç kimse engel olamaz, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.»
- Hasan Basri Çantay: Bedevilerden geri bırakılanlar yakında sana «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Onun için bizim yarlığanmamızı isteyiver» diyecekler. Onlar kalblerinde olmayan şey´i dilleriyle söylerler. Sen de ki: «Allah size bir zarar diler, yahud size bir fâide dilerse Allah (ın meşiyyetinden ve kazaasından) her hangi bir şeyle sizi kim men´edebilir? Hayır, Allah yapmakda olduğunuz her şeyden hakkıyle haberdârdır».
- İbni Kesir: Bedevilerden geri bırakılanlar sana diyeceklerdir ki: Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah´tan bizim bağışlanmamızı dile. Kalblerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki: Allah, size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse; O´na karşı kim engel olabilir? Hayır, Allah yaptıklarınızdan haberdar olandır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Bedevilerden geri bırakılmış olanlar, sana diyeceklerdir ki, «Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı, artık bizim için mağfiret dile.» Onlar kalblerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler. De ki: «Eğer sizin hakkınızda bir zarar dilerse veya sizin hakkınızda bir menfaat murad ederse artık sizin için Allah´tan bir şeye kim mâlik olabilir? Doğrusu Allah Teâlâ işlediğiniz şeyden bihakkın haberdardır.»
- Tefhim-ul Kuran: Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: «Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile.» Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: «Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah´a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah, yapmakta olduklarınızı haber alandır.»
Resim yüklenemedi.