Your browser doesn’t support HTML5 audio
لِّيُدْخِلَ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَا وَيُكَفِّرَ عَنْهُمْ سَيِّـَٔاتِهِمْ ۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عِندَ ٱللَّهِ فَوْزًا عَظِيمًا
Li yudhilel mu’minîne vel mu’minâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ve yukeffire anhum seyyiâtihim, ve kâne zâlike indallâhi fevzen azîmâ(azîmen).
Bütün bunlar Allah’ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- soksun diye
- لِيُدْخِلَ
- د خ ل
- inanan erkekleri
- الْمُؤْمِنِينَ
- ا م ن
- ve inanan kadınları
- وَالْمُؤْمِنَاتِ
- ا م ن
- cennetlere
- جَنَّاتٍ
- ج ن ن
- akan
- تَجْرِي
- ج ر ي
- مِنْ
- altlarından
- تَحْتِهَا
- ت ح ت
- ırmaklar
- الْأَنْهَارُ
- ن ه ر
- ebedi kalacakları
- خَالِدِينَ
- خ ل د
- içinde
- فِيهَا
- ve örtsün diye
- وَيُكَفِّرَ
- ك ف ر
- onların
- عَنْهُمْ
- kötülüklerini
- سَيِّئَاتِهِمْ
- س و ا
- ve (gerçekten)
- وَكَانَ
- ك و ن
- bu
- ذَٰلِكَ
- katında
- عِنْدَ
- ع ن د
- Allah
- اللَّهِ
- bir başarıdır
- فَوْزًا
- ف و ز
- büyük
- عَظِيمًا
- ع ظ م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Bütün bunlar Allah’ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır.
- Diyanet Vakfı: (Bütün bu lütuflar) mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Mü´min erkekleri ve mü´min kadınları, sonsuz olarak içinde kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere koyması ve günahlannı silip bağışlaması için. Bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
- Ali Fikri Yavuz: (Müminlerin kalblerine, Allah’ın huzur indirmesi), erkek ve kadın bütün müminleri, ebedî olarak içlerinde kalmak üzere, (ağaçları) altından ırmaklar akar cennetlere koymak ve günahlarını onlardan örtmek içindir. İşte bu, Allah katında en büyük bir zaferdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Mü´minleri ve mü´mineleri ebediyyen içinde kalmak üzere altından ırmaklar akar Cennetlere koymak ve kabâhatlerini taraflarından keffaretleyip örtmek için ki Allah yanında bu bir fevz-i azîm bulunuyor.
- Fizilal-il Kuran: İnanan erkek ve kadınları, içinde temelli kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetlere koyar, onların kötülüklerini örter. Allah katında büyük kurtuluş budur.
- Hasan Basri Çantay: (Bütün bu lûtuflar) erkek mü´minlerle kadın mü´minleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere —içlerinde ebedî ve sermedî olarak — sokmak, onların günâhlarını yarlığamak içindir. İşte bu, Allah indinde (sizin) en büyük kurtuluş (unuz) ve seâdet (iniz) dir.
- İbni Kesir: Ta ki; mü´min erkeklerle mü´min kadınları, altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetlere koysun ve onların kötülüklerini örtsün. İşte Allah katında en büyük kurtuluş budur.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Tâ ki, mü´min olan erkekleri ve imânlı olan kadınları altlarından ırmaklar akar cennetlere, içlerinde ebedî kalıcılar olmak üzere girdirsin ve onlardan günahlarını setr buyursun ve bu ise Allah indinde pek büyük bir necât olmuştur.
- Tefhim-ul Kuran: (Bütün bunlar,) Mü´min erkekleri ve mü´min kadınları, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve onların kötülüklerini örtüp bağışlaması içindir. İşte bu, Allah katında ´büyük kurtuluş ve mutluluk´tur.
Resim yüklenemedi.