Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَقَالُوا۟ مَالِ هَٰذَا ٱلرَّسُولِ يَأْكُلُ ٱلطَّعَامَ وَيَمْشِى فِى ٱلْأَسْوَاقِ ۙ لَوْلَآ أُنزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُۥ نَذِيرًا
Ve kâlû mâli hâzer resûli ye’kulit taâme ve yemşî fîl esvâk(esvâkı), lev lâ unzile ileyhi melekun fe yekûne meahu nezîrâ(nezîren).
Dediler ki: “Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, çarşıda pazarda dolaşır. Ona bir melek indirilseydi de, bu onunla beraber bir uyarıcı olsaydı ya!”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve dediler ki
- وَقَالُوا
- ق و ل
- ne oluyor ki?
- مَالِ
- bu
- هَٰذَا
- elçiye
- الرَّسُولِ
- ر س ل
- yiyor
- يَأْكُلُ
- ا ك ل
- yemek
- الطَّعَامَ
- ط ع م
- ve geziyor
- وَيَمْشِي
- م ش ي
- فِي
- çarşılarda
- الْأَسْوَاقِ
- س و ق
- değil mi?
- لَوْلَا
- indirilmeli
- أُنْزِلَ
- ن ز ل
- ona
- إِلَيْهِ
- bir melek
- مَلَكٌ
- م ل ك
- olsun
- فَيَكُونَ
- ك و ن
- kendisiyle beraber
- مَعَهُ
- uyarıcı
- نَذِيرًا
- ن ذ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Dediler ki: “Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, çarşıda pazarda dolaşır. Ona bir melek indirilseydi de, bu onunla beraber bir uyarıcı olsaydı ya!”
- Diyanet Vakfı: Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir de: «Bu nasıl peygamberdir ki, yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor? Ona bir melek indirilip de beraberinde bir yaver, bir savulcu olsa ya?
- Elmalılı Hamdi Yazır: Şöyle dediler: «Bu ne biçim peygamber ki, yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya!»
- Ali Fikri Yavuz: Bir de şöyle dediler: “- Bu peygambere ne oluyor? Yemek yiyor, çarşılarda yürüyor. O’na bir melek indirilse de beraberinde bir davetçi olsa ya! (Meleğin O’nu tasdiki ile hak peygamber olduğunu bilsek ya).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir de «bu Peygambere ne oluyor? dediler: yemek yiyor ve çarşılarda yürüyor, ona bir Melek indirilse de maıyyetinde yaver bir savulcu olsa ya!
- Fizilal-il Kuran: Yine onlar dediler ki; «Bu ne biçim Peygamberdir ki, bizim gibi yemek yiyor ve çarşıda pazarda geziyor? Ona, kendisi ile birlikte uyarma görevi yürüten bir melek indirilseydi ya.»
- Hasan Basri Çantay: (Yine) dediler: «Bu, nasıl peygamber? (Bizim gibi) yemek yiyor, çarşılarda yürüyor! Ona bir melek indirilib de (bu suretle) maiyyetinde (kendisini tasdıyk eden) bir inzarcı (yasakçı) bulunmalı değil miydi»?
- İbni Kesir: Ve dediler ki: Bu peygambere ne oluyor ki; yemek yiyor, sokaklarda geziyor? Onun beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilmeli değil miydi?
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve dediler ki: «Bu Resûl için ne var ki, yemek yiyor ve çarşılarda yürüyor ona bir melek indirilmeli değil mi idi ki, artık O´nunla beraber bir korkutucu olsa idi!»
- Tefhim-ul Kuran: Dediler ki: «Bu peygambere ne oluyor ki, yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıp korkutucu olacak bir melek de indirilmesi gerekmez miydi?»
Resim yüklenemedi.