Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَكَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا فَأُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ
Vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ fe ulâike lehum azâbun muhîn(muhînun).
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlamış olanlara gelince, onlar için de alçaltıcı bir azap vardır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve
- وَالَّذِينَ
- inkar edenler
- كَفَرُوا
- ك ف ر
- ve yalanlayanlar
- وَكَذَّبُوا
- ك ذ ب
- ayetlerimizi
- بِايَاتِنَا
- ا ي ي
- işte onlar
- فَأُولَٰئِكَ
- onlara vardır
- لَهُمْ
- bir azab
- عَذَابٌ
- ع ذ ب
- alçaltan
- مُهِينٌ
- ه و ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İnkâr edip âyetlerimizi yalanlamış olanlara gelince, onlar için de alçaltıcı bir azap vardır.
- Diyanet Vakfı: İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İnkar edip ayetlerimize yalan diyenlere gelince, işte bunlara hakir düşüren bir azap vardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise, işte bunlar için hakîr düşüren bir azab vardır.
- Ali Fikri Yavuz: Küfre varıp da âyetlerimizi inkâr edenler, işte bunlara horluk içinde bırakılacakları bir azab vardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Kâfirlik edip âyetlerimize yalan demiş olanlar ise, işte bunlara mühîn bir azâb vardır
- Fizilal-il Kuran: Kâfir olup ayetlerimizi yalanlayanları ise onur kırıcı bir azap bekliyor.
- Hasan Basri Çantay: Kâfir olub da bizim âyetlerimizi yalan sayanlar, işte onlar, onlar için de hor (ve zelîl) edici bir azâb vardır.
- İbni Kesir: Küfredip ayetlerimizi yalan sayanlar ise; işte onlar için horlayıcı bir azab vardır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve o kimseler ki, kâfir oldular ve Bizim âyetlerimizi tekzîp eylediler, artık onlar için şedît bir azap vardır.
- Tefhim-ul Kuran: Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlar; artık onlar için de aşağılatıcı bir azab vardır.
Resim yüklenemedi.