Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ مِنْهُمْ فَمَآ أَوْجَفْتُمْ عَلَيْهِ مِنْ خَيْلٍ وَلَا رِكَابٍ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُۥ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ ۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ
Ve mâ efâ allâhu alâ resûlihî minhum fe mâ evceftum aleyhi min haylin ve lâ rikâbin ve lâkinnallâhe yusallitu rusulehu alâ men yeşâu, vallâhu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
Onların mallarından Allah’ın, savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar için siz, at ya da deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üzerine salıp onlara üstün kılar. Allah’ın her şeye hakkıyla gücü yeter.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve şey ise
- وَمَا
- verdiği
- أَفَاءَ
- ف ي ا
- Allah’ın
- اللَّهُ
- عَلَىٰ
- Elçisine
- رَسُولِهِ
- ر س ل
- onlardan (ganimetlerden)
- مِنْهُمْ
- فَمَا
- siz sürmediniz
- أَوْجَفْتُمْ
- و ج ف
- onun üzerine
- عَلَيْهِ
- مِنْ
- bir at
- خَيْلٍ
- خ ي ل
- ve ne de
- وَلَا
- deve
- رِكَابٍ
- ر ك ب
- fakat
- وَلَٰكِنَّ
- Allah
- اللَّهَ
- musallat eder
- يُسَلِّطُ
- س ل ط
- elçilerini
- رُسُلَهُ
- ر س ل
- üzerine
- عَلَىٰ
- kimselerin
- مَنْ
- dilediği
- يَشَاءُ
- ش ي ا
- Allah
- وَاللَّهُ
- üzerine
- عَلَىٰ
- her
- كُلِّ
- ك ل ل
- şey
- شَيْءٍ
- ش ي ا
- kadirdir
- قَدِيرٌ
- ق د ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onların mallarından Allah’ın, savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar için siz, at ya da deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üzerine salıp onlara üstün kılar. Allah’ın her şeye hakkıyla gücü yeter.
- Diyanet Vakfı: Allah´ın, onlardan (mallarından) Peygamberine verdiği ganimetler için siz at ve deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah her şeye kadirdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Allah´ın onlardan peygamberine tahvil buyurduğu (verdiği) fey´e (gelire) gelince siz ona ne at sürdünüz, ne de deve. Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere musallat kılar. Allah, herşeye gücü yetendir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Allah´ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kadirdir.
- Ali Fikri Yavuz: Allah’ın, onların (Nadir Oğullarının) mallarından Peygamberine verdiği ganimete gelince: Siz ona ne at koşturdunuz, ne deve... Fakat Allah peygamberlerini, dilediği kimselere musallat eder. Allah her şeye kâdirdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Allahın Resulüne onlardan tahvil buyurduğu fey´e gelince siz ona ne at debrettiniz ne rikâb velâkin Allah Resullerini dilediği kimselere musallat kılar ve Allah her şey´e kadirdir
- Fizilal-il Kuran: Allah´ın onların mallarında Peygamberine verdiği ganimetler için siz at ve deveye binip onları sürmüş değilsiniz. Fakat Allah, Peygamberlerini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah herşeye kadirdir.
- Hasan Basri Çantay: Allahın onlar (ın malların) dan peygamberine verdiği «feyi» (e gelince:) Siz bunun üzerine ne ata, ne deveye binib koşmadınız. Fakat Allah peygamberlerini dileyeceği kimselere musallat eder. Allah her şey´e hakkıyle kaadirdir.
- İbni Kesir: Allah´ın peygamberine verdiği fey´e gelince; siz onun için ne bir at, ne de bir deve sürdünüz. Fakat Allah; peygamberine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah; her şeye kadirdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve Allah´ın Peygamberine onlardan bilâharp bir ganîmet malı olarak ne verdiğine gelince, siz onun üzerine ne attan ve ne de deveden bir şey koşturmadınız. Fakat Allah, Peygamberlerini dilediği kimselere musallat kılar ve Allah her şey üzerine bihakkın kâdirdir.
- Tefhim-ul Kuran: Onlardan Allah´ın peygamberine verdiği «fey´e» gelince, ki siz buna karşı (bunu elde etmek için) ne at, ne deve sürdünüz. Ancak Allah, kendi elçilerini dilediklerinin üstüne musallat kılar. Allah, her şeye güç yetirendir.
Resim yüklenemedi.