Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالُوا۟ يَٰهُودُ مَا جِئْتَنَا بِبَيِّنَةٍ وَمَا نَحْنُ بِتَارِكِىٓ ءَالِهَتِنَا عَن قَوْلِكَ وَمَا نَحْنُ لَكَ بِمُؤْمِنِينَ
Kâlû yâ hûdu mâ ci´tenâ bibeyyinetin ve mâ nahnu bi târikî âlihetinâ an kavlike ve mâ nahnu leke bi muminîn(muminîne).
Dediler ki: “Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin. Biz de senin sözünle ilâhlarımızı bırakacak değiliz. Biz sana iman edecek de değiliz.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dediler ki
- قَالُوا
- ق و ل
- Hud
- يَا هُودُ
- ه و د
- مَا
- sen bize getirmedin
- جِئْتَنَا
- ج ي ا
- bir belge
- بِبَيِّنَةٍ
- ب ي ن
- ve değiliz
- وَمَا
- biz
- نَحْنُ
- bırakacak
- بِتَارِكِي
- ت ر ك
- ilahlarımızı
- الِهَتِنَا
- ا ل ه
- عَنْ
- senin sözünle
- قَوْلِكَ
- ق و ل
- ve değiliz
- وَمَا
- biz
- نَحْنُ
- sana
- لَكَ
- inanacak
- بِمُؤْمِنِينَ
- ا م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Dediler ki: “Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin. Biz de senin sözünle ilâhlarımızı bırakacak değiliz. Biz sana iman edecek de değiliz.”
- Diyanet Vakfı: Dediler ki: Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin, biz de senin sözünle tanrılarımızı bırakacak değiliz ve biz sana iman edecek de değiliz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Dediler ki: «Ey Hud, sen bize mucize getirmedin, biz ise senin sözünle ilahlarımızı terketmeyiz ve biz sana inanmayız!»
- Elmalılı Hamdi Yazır: Dediler ki; «Ey Hud! Sen bize açık bir mucize getirmedin. Biz de senin sözünle tanrılarımızı terk etmeyiz. Ve biz sana inanmayız.»
- Ali Fikri Yavuz: Onlar da dediler ki: “- Ey Hûd, sen bize açık bir mûcize getirmedin. Biz, senin sözünle tanrılarımızı terk etmeyiz ve biz sana inanmayız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ey Hûd, dediler: sen bize bir beyyine getirmedin, biz ise senin sözünle ilâhlarımızı terk etmeyiz ve biz sana inanmayız
- Fizilal-il Kuran: Soydaşları dediler ki; «Ey Hud, bize somut bir mucize getirmiş değilsin. Sırf öyle diyorsun diye ilahlarımızı bırakmayız, sana kesinlikle inanmıyoruz.»
- Hasan Basri Çantay: Dediler ki: «Ey Hûd, sen bize açık bir mu´cize getirmedin. Biz de senin sözünle Tanrılarımızı bırakıcı değiliz. Sana inanıcılar da değiliz».
- İbni Kesir: Dediler ki: Ey Hud; sen bize apaçık bir burhanla gelmedin, senin sözünden dolayı ilahlarımızı terkedemeyiz ve sana inanmayız.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dediler ki: «Ey Hûd! Sen bize bir beyyine ile gelmedin ve biz de senin sözünden dolayı kendi tanrılarımızı terkedici değiliz ve sana inanan kimseler de değiliz.»
- Tefhim-ul Kuran: «Ey Hûd» dediler. «Sen bize apaçık bir belge (mucize) ile gelmiş değilsin ve biz de senin sözünle ilahlarımızı terketmeyiz. Sana iman edecek de değiliz.»
Resim yüklenemedi.