Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا هُودًا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَنَجَّيْنَٰهُم مِّنْ عَذَابٍ غَلِيظٍ
Ve lemmâ câe emrunâ necceynâ hûden vellezîne âmenû meahu bi rahmetin minnâ, ve necceynâhum min azâbin galîz(galîzin).
Helâk emrimiz gelince, Hûd’u ve beraberindeki iman etmiş olanları, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları ağır bir azaptan kurtardık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve ne zaman ki
- وَلَمَّا
- gelince
- جَاءَ
- ج ي ا
- emrimiz
- أَمْرُنَا
- ا م ر
- kurtardık
- نَجَّيْنَا
- ن ج و
- Hud’u
- هُودًا
- ه و د
- ve kimseleri
- وَالَّذِينَ
- iman eden(leri)
- امَنُوا
- ا م ن
- beraberindeki
- مَعَهُ
- bir rahmetle
- بِرَحْمَةٍ
- ر ح م
- bizden
- مِنَّا
- ve onları koruduk
- وَنَجَّيْنَاهُمْ
- ن ج و
- مِنْ
- bir azaptan
- عَذَابٍ
- ع ذ ب
- kaskatı
- غَلِيظٍ
- غ ل ظ
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Helâk emrimiz gelince, Hûd’u ve beraberindeki iman etmiş olanları, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları ağır bir azaptan kurtardık.
- Diyanet Vakfı: Emrimiz gelince, Hûd´u ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık, onları ağır bir azaptan kurtuluşa erdirdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Fermanımız geldiğinde Hud´u ve beraberinde iman etmiş olanları tarafımızdan bir rahmetle kurtardık, hem onları ağır bir azaptan kurtardık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ne zaman ki emrimiz geldi, Hud´u ve beraberindeki iman edenleri, tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, ayrıca onları çok ağır bir azaptan da kurtardık.
- Ali Fikri Yavuz: Helâk emrimiz gelince, bizden bir rahmet olarak Hûd’u ve beraberindeki müminleri kurtardık; hem onları çok ağır bir azabdan kurtardık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Vaktâ ki emrimiz geldi, Hûdu ve maıyyetinde iyman etmiş olanları tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, hem onları galîz bir azâbdan kurtardık
- Fizilal-il Kuran: Azaba ilişkin emrimiz geldiğinde Hud´u ve beraberindeki mü´minleri, rahmetimizin sonucu olarak, kurtardık; onları ağır azaptan koruduk.
- Hasan Basri Çantay: Vaktaki (azâb) emrimiz geldi. Hûd´ü de, maiyyetindeki mü´minleri de, bizden bir rahmet olarak, selâmete erdirdik, onları ağır azâbdan kurtardık.
- İbni Kesir: Emrimiz gelince; Hud´u ve beraberindeki mü´minleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları katı bir azabtan kurtardık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Vaktâ ki emrimiz geldi. Hûd´u ve O´nunla beraber imân etmiş olanları Bizden bir rahmet ile kurtardık ve onları kaba bir azaptan da hâlâs ettik.
- Tefhim-ul Kuran: Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmet ile Hûd´u ve onunla birlikte iman edenleri kurtardık. Onları şiddetli, ağır bir azabtan kurtardık.
Resim yüklenemedi.