Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَيَٰقَوْمِ ٱعْمَلُوا۟ عَلَىٰ مَكَانَتِكُمْ إِنِّى عَٰمِلٌ ۖ سَوْفَ تَعْلَمُونَ مَن يَأْتِيهِ عَذَابٌ يُخْزِيهِ وَمَنْ هُوَ كَٰذِبٌ ۖ وَٱرْتَقِبُوٓا۟ إِنِّى مَعَكُمْ رَقِيبٌ
Ve yâ kavmi’melû alâ mekânetikum innî âmil(âmilun), sevfe ta’lemûne men ye’tîhi azâbun yuhzîhi ve men huve kâzib(kâzibun), vertekibû innî meakum rakîb(rakîbun).
“Ey Kavmim! Elinizden geleni yapın. Şüphesiz ben de (elimden geleni) yapacağım. Rezil edici azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu yakında bileceksiniz. Gözleyin. Şüphesiz ben de sizinle beraber gözlüyorum.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- kavmim
- وَيَا قَوْمِ
- ق و م
- yapın
- اعْمَلُوا
- ع م ل
- عَلَىٰ
- imkanınızın elverdiğini
- مَكَانَتِكُمْ
- ك و ن
- ben de
- إِنِّي
- yapıyorum
- عَامِلٌ
- ع م ل
- yakında
- سَوْفَ
- bileceksiniz
- تَعْلَمُونَ
- ع ل م
- kime
- مَنْ
- geleceğini
- يَأْتِيهِ
- ا ت ي
- azabın
- عَذَابٌ
- ع ذ ب
- aşağılatıcı
- يُخْزِيهِ
- خ ز ي
- ve kimin
- وَمَنْ
- o
- هُوَ
- yalancı olduğunu
- كَاذِبٌ
- ك ذ ب
- gözetleyin
- وَارْتَقِبُوا
- ر ق ب
- ben de
- إِنِّي
- sizinle birlikte
- مَعَكُمْ
- gözetliyorum
- رَقِيبٌ
- ر ق ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Ey Kavmim! Elinizden geleni yapın. Şüphesiz ben de (elimden geleni) yapacağım. Rezil edici azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu yakında bileceksiniz. Gözleyin. Şüphesiz ben de sizinle beraber gözlüyorum.”
- Diyanet Vakfı: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim.»
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ey kavmim, bütün gücünüzle yapacağınızı yapın, ben görevimi yapıyorum. İleride kendisini rüsvay edecek azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu anlayacaksınız! Bekleyin, ben de sizinle birlikte bekliyorum!» dedi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Ey kavmim! Var gücünüzle yapacağınız ne varsa yapın! Ben de görevimi yapmaya devam edeceğim. Perişan edecek azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu ilerde anlayacaksınız. Bekleyiniz, ben de sizinle beraber bekleyeceğim.»
- Ali Fikri Yavuz: Ey kavmim! Bütün imkânlarınızla yapacağınızı yapın. Ben de vazifemi yapacağım. Yakında, kendisini perişan edecek azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu bileceksiniz. O azabı gözetleyin, ben de sizinle beraber gözetliyorum.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve ey kavmim! Bütün kuvvetinizle yapacağınızı yapın, ben vazifemi yapıyorum ileride bileceksiniz: kimmiş o kendine rüsvay edecek azâb gelecek? Ve kimmiş yalancı? Gözetin, ben de sizinle beraber gözetiyorum
- Fizilal-il Kuran: Soydaşlarım, siz bildiğiniz gibi hareket ediniz, ben de bildiğim gibi hareket edeyim. Hangimizin perişan edici bir azaba uğrayacağını, hangimizin yalancı olduğunu yakında göreceksiniz. Bekleyiniz; ben de sizinle birlikte bekliyorum.
- Hasan Basri Çantay: «Ey kavmim, elinizden geleni yapın. Ben de (vazîfemi) yapıcıyım: Yakında bileceksiniz ki kendisini rüsvay edecek azâb kime gelecekdir ve o yalancı kimdir? (O azabı) gözetleyin, ben de sizinle beraber (onu) gözetleyiciyim».
- İbni Kesir: Ey kavmim; elinizden geleni yapın. Doğrusu ben de yapacağım. Kime rüsvay edecek bir azabın geleceğini ve kimin yalancı olduğunu bileceksiniz. Gözetletin, doğrusu ben de sizinle beraber gözetleyenlerdenim.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Ve ey kavmim! Bütün kuvvetinizle dilediğinizi yapınız. Şüphe yok ki, ben de yapıcıyım. Yakında bilirsiniz ki, kendisini rüsvay edecek azap kime gelecek ve yalancı olan kim imiş? Ve gözetiniz, muhakkak ki, ben de sizinle beraber gözeticiyim.»
- Tefhim-ul Kuran: «Ey kavmim, bütün yapabileceğinizi yapın; kuşku yok, ben de yapacağım. Kime aşağılatıcı azab gelecek ve yalancı kimdir, yakında bileceksiniz. Siz gözetleyip durun, ben de sizlerle birlikte gözetleyeceğim.»
Resim yüklenemedi.