Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِن نَّحْنُ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَمُنُّ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنْ عِبَادِهِۦ ۖ وَمَا كَانَ لَنَآ أَن نَّأْتِيَكُم بِسُلْطَٰنٍ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ ۚ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ
Kâlet lehum rusuluhum in nahnu illâ beşerun mislukum ve lâkinnallâhe yemunnu alâ men yeşâu min ibâdih(ibâdihî), ve mâ kâne lenâ en ne’tiyekum bi sultânin illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).
Peygamberleri, onlara dedi ki: “Biz ancak sizin gibi birer insanız. Fakat Allah, kullarından dilediğine (peygamberlik) nimetini bahşeder. Allah’ın izni olmadıkça, bizim size bir delil getirmemiz haddimize değil. Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dediler ki
- قَالَتْ
- ق و ل
- onlara
- لَهُمْ
- elçileri
- رُسُلُهُمْ
- ر س ل
- değiliz
- إِنْ
- biz (de)
- نَحْنُ
- başka bir şey
- إِلَّا
- insandan
- بَشَرٌ
- ب ش ر
- sizin gibi
- مِثْلُكُمْ
- م ث ل
- fakat
- وَلَٰكِنَّ
- Allah
- اللَّهَ
- lutfeder
- يَمُنُّ
- م ن ن
- عَلَىٰ
- kimseye
- مَنْ
- dilediği
- يَشَاءُ
- ش ي ا
- -ndan
- مِنْ
- kulları-
- عِبَادِهِ
- ع ب د
- yoktur
- وَمَا
- imkanımız
- كَانَ
- ك و ن
- bizim
- لَنَا
- أَنْ
- size getiremeye
- نَأْتِيَكُمْ
- ا ت ي
- bir delil
- بِسُلْطَانٍ
- س ل ط
- olmadan
- إِلَّا
- izni
- بِإِذْنِ
- ا ذ ن
- Allah’ın
- اللَّهِ
- ve
- وَعَلَى
- Allah’a
- اللَّهِ
- dayansınlar
- فَلْيَتَوَكَّلِ
- و ك ل
- inananlar
- الْمُؤْمِنُونَ
- ا م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Peygamberleri, onlara dedi ki: “Biz ancak sizin gibi birer insanız. Fakat Allah, kullarından dilediğine (peygamberlik) nimetini bahşeder. Allah’ın izni olmadıkça, bizim size bir delil getirmemiz haddimize değil. Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.”
- Diyanet Vakfı: Peygamberleri onlara dediler ki: «(Evet) biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah´ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah´a dayansınlar.»
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Peygamberleri onlara: «Evet biz de ancak sizin gibi bir beşeriz, fakat Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder ve Allah´ın izni olmadıkça size bir mucize ve delil getirmek bizim haddimiz değildir. Ve müminler artık Allah´a dayanıp güvenmelidir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Peygamberleri onlara dediler ki: «(Evet) biz ancak sizin gibi bir insanız, ama Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder. Ve Allah´ın izni olmadıkça bizim size bir delil getirmemize imkan yoktur. Müminler ancak Allah´a dayansınlar.
- Ali Fikri Yavuz: Peygamberleri, onlara dediler ki: “- Evet, biz de sizin gibi ancak bir insanız; fakat Allah, Peygamberlik nimetini kullarından dilediği kimseye ihsan eder. Allah’ın izni olmadıkça da (isteğiniz üzere) size bir mûcize getirmemize imkânımız yoktur; ve müminler ancak Allah’a tevekkül etmelidirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Resulleri onlara: evet, dediler: biz, sizin gibi bir beşerden başka bir şey değiliz ve lâkin Allah kullarından dilediğine nı´metini ihsan buyurur ve Allâhın izni olmadıkça size bir sülta ve bürhan getirmek bizim haddimiz değildir, ve hep Allaha tevekkül etmelidir onun için mü´minler
- Fizilal-il Kuran: Peygamberleri onlara dediler ki, «Evet biz de sizin gibi birer insanız, fakat Allah dilediği kuluna bağışta bulunur. Allah´ın izni olmadıkça biz size mucize gösteremeyiz. Mü´minler sırf Allah´a dayanmalıdır.
- Hasan Basri Çantay: Peygamberleri onlara: «Biz de, demişdi, sizin gibi insandan başka (bir şey) değiliz. Fakat Allah, ni´metini kullarından kimi dilerse ona ihsan eder. Allahın izni olmaksızın bizim size (kaahir) bir hüccet getirmemize imkân yokdur. Mü´minler ancak Allaha güvenib dayanmalıdır».
- İbni Kesir: Peygamberleri onlara: Biz de sizin gibi birer insanız, ama Allah kullarından dilediğine ihsanda bulunur. Allah´ın izni olmadıkça biz; size delil getiremeyiz. Mü´minler; Allah´a tevekkül etsinler, demişlerdi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Peygamberleri onlara dedi ki: «Biz sizin gibi bir beşer olmaktan başka değiliz. Velâkin Allah Teâlâ kullarından dilediği kimseye ihsan eder ve Allah Teâlâ´nın izni olmadıkça bizim size bir hüccet getirmeğe kudretimiz yoktur ve mü´minler artık Allah Teâlâ´ya tevekkül etsinler.»
- Tefhim-ul Kuran: Peygamberleri onlara dedi ki: «Doğrusu biz, sizin gibi yalnızca bir beşeriz, ancak Allah kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah´ın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. Mü´minler, ancak Allah´a tevekkül etmelidirler.»
Resim yüklenemedi.