Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِ ٱذْكُرُوا۟ نِعْمَةَ ٱللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ أَنجَىٰكُم مِّنْ ءَالِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوٓءَ ٱلْعَذَابِ وَيُذَبِّحُونَ أَبْنَآءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَآءَكُمْ ۚ وَفِى ذَٰلِكُم بَلَآءٌ مِّن رَّبِّكُمْ عَظِيمٌ
Ve iz kâle mûsâ li kavmihizkurû ni’metallâhi aleykum iz encâkum min âli fir’avne yesûmûnekum sûel azâbi ve yuzebbihûne ebnâekum ve yestahyûne nisâekum, ve fî zâlikum belâun min rabbikum azîm(azîmun).
Hani Mûsâ kavmine, “Allah’ın size olan nimetini anın. Hani O sizi, Firavun ailesinden kurtarmıştı. Onlar sizi işkencenin en ağırına uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbinizden büyük bir imtihan vardır” demişti.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve hani
- وَإِذْ
- demişti ki
- قَالَ
- ق و ل
- Musa
- مُوسَىٰ
- kavmine
- لِقَوْمِهِ
- ق و م
- hatırlayın
- اذْكُرُوا
- ذ ك ر
- ni’metini
- نِعْمَةَ
- ن ع م
- Allah’ın
- اللَّهِ
- üzerinizdeki
- عَلَيْكُمْ
- zaman
- إِذْ
- sizi kurtardı
- أَنْجَاكُمْ
- ن ج و
- مِنْ
- soyundan
- الِ
- ا و ل
- Fir’avn
- فِرْعَوْنَ
- onlar sizi sürüyorlardı
- يَسُومُونَكُمْ
- س و م
- en kötüsüne
- سُوءَ
- س و ا
- işkencenin
- الْعَذَابِ
- ع ذ ب
- ve kesiyorlardı
- وَيُذَبِّحُونَ
- ذ ب ح
- oğullarınızı
- أَبْنَاءَكُمْ
- ب ن ي
- ve sağ bırakıyorlardı
- وَيَسْتَحْيُونَ
- ح ي ي
- kadınlarınızı
- نِسَاءَكُمْ
- ن س و
- ve vardı
- وَفِي
- bunda size
- ذَٰلِكُمْ
- bir imtihan
- بَلَاءٌ
- ب ل و
- -den
- مِنْ
- Rabbiniz-
- رَبِّكُمْ
- ر ب ب
- büyük
- عَظِيمٌ
- ع ظ م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Hani Mûsâ kavmine, “Allah’ın size olan nimetini anın. Hani O sizi, Firavun ailesinden kurtarmıştı. Onlar sizi işkencenin en ağırına uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbinizden büyük bir imtihan vardır” demişti.
- Diyanet Vakfı: Hani Musa kavmine demişti ki: «Allah´ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü O, sizi işkencenin en kötüsüne sürmekte ve oğullarınızı kesip, kadınlarınızı (kızlarınızı) bırakmakta olan Firavun ailesinden kurtardı. İşte bu size anlatılanlarda, Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.»
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve o vakit Musa kavmine demişti ki: «Allah´ın üzerinizdeki nimetini anın! Bir vakit sizi Firavun´nun adamlarından kurtardı ki, sizi işkencenin kötüsüne peyliyorlar ve oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı diri tutmak istiyorlardı. Ve bunda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Musa kavmine demişti ki: «Allah´ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü O, bir vakit sizi Firâvun ailesinden kurtardı. Onlar sizi işkencenin en kötüsüne sürüyorlar ve oğullarınızı kesip kadınlarınızı da diri bırakıyorladı. Ve bunda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardır.»
- Ali Fikri Yavuz: Hani, bir vakit Mûsa kavmine şöyle demişti: “- Allah’ın üzerindeki nimetini hatırlayın. Çünkü sizi Firavun ailesinden kurtardı; onlar sizi azabın kötüsüne sürüyorlardı ve oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı diri tutmak istiyorlardı. İşte bunda, Rabbinizden size büyük bir imtihan var;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve o vakıt Musâ kavmine dedi ki: Allahın üzerindeki nı´metini anın: bir vakıt sizi Âli Firanvden kurtardı, sizi azâbın kötüsüne peyliyorlardı ve oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı diri tutmak istiyorlardı ve bunda rabbınızdan size azîm bir imtihan var
- Fizilal-il Kuran: Hani Musa, soydaşlarına dedi ki; «Allah´ın size bağışladığı nimetleri hatırlayınız. Hani O oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı erkeksiz bırakmak sureti ile size çok ağır bir işkence çektiren Firavun hanedanından sizi kurtarmıştı. Bu, Rabbinizin size yönelik büyük bir sınavı idi.»
- Hasan Basri Çantay: Hani Musa, kavmine: «Allahın üzerinizdeki ni´metini hatırlayın. Çünkü O, sizi kötü azaba (işkenceye) sürmekde olan, oğullarınızı boğazlamıya, (yalınız) kadınlarınızı (kızlarınızı) diri bırakmaya devam eden Fir´avn ailesinden sizi kurtarmışdır ve bunda Rabbinizden büyük bir imtihan vardır» demişdi.
- İbni Kesir: Hani Musa kavmine demişti ki: Allah´ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü o, sizi azabın kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayan Firavun hanedanından kurtarmıştı. Bunda Rabbınızdan büyük bir imtihan vardır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve o vakit Mûsa kavmine demişti ki: Allah´ın üzerinize olan nîmetini yâd edin. O zaman ki sizi Fir´avun´un erlerinden kurtardı. Onlar sizi kötü azaba sürüklüyorlardı. Ve oğullarınızı boğazlıyorlardı, kadınlarınızı da diri bırakıyorlardı ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.
- Tefhim-ul Kuran: Hani Musa kavmine şöyle demişti: «Allah´ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani O sizi Firavun ailesinden kurtarmıştı, onlar sizi en dayanılmaz işkencelere uğratıyor, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir sınav vardır.»
Resim yüklenemedi.