Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا
Ve izâ reeyte semme reeyte naîmen ve mulken kebîrâ(kebîren).
Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve zaman
- وَإِذَا
- baktığın
- رَأَيْتَ
- ر ا ي
- sonra
- ثَمَّ
- görürsün
- رَأَيْتَ
- ر ا ي
- bir ni’met
- نَعِيمًا
- ن ع م
- ve bir mülk
- وَمُلْكًا
- م ل ك
- büyük
- كَبِيرًا
- ك ب ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün.
- Diyanet Vakfı: Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Gördüğün zaman orada bol bir nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Orada nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün.
- Ali Fikri Yavuz: Orada her nereye baksan, bir nimet ve pek büyük bir mülk (saltanat) görürsün.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve gördüğün zaman orada bir na´îm ve pek büyük bir mülk görürsün
- Fizilal-il Kuran: Nereye baksan bir nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
- Hasan Basri Çantay: Orada herhangi bir yeri gördüğün zaman (büyük) bir ni´met, bol bir (ihtişam ve) saltanat görürsün.
- İbni Kesir: Nereye baksan; orada bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (19-20) Onların etrafında ebedîler olan genç hizmetçiler dolaşır, onları göreceğin zaman onları birer saçılmış inci sanırsın. Ve orada göreceğin zaman, bir nîmet ve bir büyük mülk görmüş olursun.
- Tefhim-ul Kuran: Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
Resim yüklenemedi.