Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِن جَٰهَدَاكَ عَلَىٰٓ أَن تُشْرِكَ بِى مَا لَيْسَ لَكَ بِهِۦ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا ۖ وَصَاحِبْهُمَا فِى ٱلدُّنْيَا مَعْرُوفًا ۖ وَٱتَّبِعْ سَبِيلَ مَنْ أَنَابَ إِلَىَّ ۚ ثُمَّ إِلَىَّ مَرْجِعُكُمْ فَأُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Ve in câhedâke alâ en tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ magrûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyy(ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
“Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve eğer
- وَإِنْ
- seni zorlarlarsa
- جَاهَدَاكَ
- ج ه د
- için
- عَلَىٰ
- أَنْ
- ortak koşman
- تُشْرِكَ
- ش ر ك
- bana
- بِي
- bir şeyi
- مَا
- olmayan
- لَيْسَ
- ل ي س
- senin
- لَكَ
- hakkında
- بِهِ
- bilgin
- عِلْمٌ
- ع ل م
- asla
- فَلَا
- onlara ita’at etme
- تُطِعْهُمَا
- ط و ع
- ve onlarla geçin
- وَصَاحِبْهُمَا
- ص ح ب
- فِي
- dünyada
- الدُّنْيَا
- د ن و
- iyilikle
- مَعْرُوفًا
- ع ر ف
- ve uy
- وَاتَّبِعْ
- ت ب ع
- yoluna
- سَبِيلَ
- س ب ل
- kimsenin
- مَنْ
- yönelen
- أَنَابَ
- ن و ب
- bana
- إِلَيَّ
- sonra
- ثُمَّ
- banadır
- إِلَيَّ
- dönüşünüz
- مَرْجِعُكُمْ
- ر ج ع
- size haber vereceğim
- فَأُنَبِّئُكُمْ
- ن ب ا
- şeyleri
- بِمَا
- olduklarnız
- كُنْتُمْ
- ك و ن
- yapıyor(lar)
- تَعْمَلُونَ
- ع م ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.”
- Diyanet Vakfı: Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bununla beraber her ikisi de sana hakkında hiçbir bilgin olmayan hiçi Bana ortak koşturmaya uğraşırlarsa, o vakit onlara itaat etme; onlara dünyada maruf surette iyi ve nazik davran; Bana yüz tutanın yolunu tut; sonra dönüp Bana geleceksiniz; Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bununla beraber eğer her ikisi de bilmediğin bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut. Sonra dönüşünüz ancak banadır. O zaman ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.
- Ali Fikri Yavuz: Bununla beraber ana-baban, bilmediğin, (hiç saydığın putlardan ve şirkten ibaret) bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, bu takdirde kendilerine itaat etme. Onlara, dünyada iyi bir şekilde sahiblik et ve bana yönelenin (mümin kimsenin) yolunu tut. Sonra dönüb bana geleceksiniz de, ben, size yaptıklarınızı haber vereceğim.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bununla beraber o ikisi de sana sence hakkında bir ılim olmıyan hiçi bana şerik koşturmağa uğraşırlarsa o vakıt onlara itaat etme ve kendilerine Dünyada ma´ruf surette musahabet eyle de bana yüz tutanın yolunu tut, sonra dönüb bana geleceksiniz de ben size yaptıklarınızı haber vereceğim
- Fizilal-il Kuran: Eğer onlar seni körü körüne bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme; dünya işlerinde onlarla iyi geçin, Allah´a yönelen kimsenin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz banadır. O zaman size yaptıklarınızı haber vereceğim.
- Hasan Basri Çantay: Eğer onlar sence ilimde (yeri) olmadık her hangi bir şey´i bana eş tutman üzerinde seni zorlarlarsa kendilerine itaat etme. Onlarla dünyâda iyi geçin. Bana dönenlerin yoluna uy. Nihayet dönüşünüz ancak banadır. (O vakit) ben de size ne yapıyordunuz, haber veririm.
- İbni Kesir: Şayet onlar seni körü körüne Bana şirk koşman için zorlarsa; onlara itaat etme ve dünya işlerinde onlarla iyi geçin Bana dönenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz yine Bana´dır. O zaman Ben, size yaptıklarınızı bildiririm.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Eğer kendisine hiçbir bilgin olmayan bir şeyi bana şerik koşasın diye sana zorlarlarsa o vakit onlara itaat etme ve kendilerine dünyada maruf veçhile musahip ol ve bana müteveccih olanların yoluna tâbi ol! Sonra dönüşünüz Bana´dır. Neler yapar olmuş olduğunuzu size haber vereceğim.
- Tefhim-ul Kuran: Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban) hakkında bir bilgin olmayan şeyi bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın)da onlara iyilikle (ma´ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve bana ´gönülden, katıksız olarak yönelenin´ yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır, böylece ben de size yapmakta olduklarınızı haber vereceğim.»
Resim yüklenemedi.