Your browser doesn’t support HTML5 audio
نُمَتِّعُهُمْ قَلِيلًا ثُمَّ نَضْطَرُّهُمْ إِلَىٰ عَذَابٍ غَلِيظٍ
Numettiuhum kalîlen summe nadtarruhum ilâ azâbin galîz(galîzin).
Biz, onları (dünyada) biraz yararlandırırız. Sonra da onları ağır bir azaba sürükleriz.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- onları yaşatırız
- نُمَتِّعُهُمْ
- م ت ع
- biraz
- قَلِيلًا
- ق ل ل
- sonra
- ثُمَّ
- süreriz
- نَضْطَرُّهُمْ
- ض ر ر
- إِلَىٰ
- bir azaba
- عَذَابٍ
- ع ذ ب
- kaba
- غَلِيظٍ
- غ ل ظ
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Biz, onları (dünyada) biraz yararlandırırız. Sonra da onları ağır bir azaba sürükleriz.
- Diyanet Vakfı: Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini korkunç bir azaba mahkum ederiz.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini ağır bir azaba zorlarız.
- Ali Fikri Yavuz: Biz, o kâfirlere (dünyada) biraz zevk ettiririz de, sonra kendilerini ağır bir azaba mecbur tutarız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini galîz bir azâba muztarr kılarız
- Fizilal-il Kuran: Onlara biraz geçim sağlar, sonra ağır bir azaba sürükleriz.
- Hasan Basri Çantay: Biz onları (dünyâda) biraz geçindirib sonra kendilerini ağır bir azaba (katlanmıya) mecbur edeceğiz.
- İbni Kesir: Onları az bir süre geçindirir, sonra da katı bir azaba sürükleriz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Onları biraz mütenaim kılarız. Sonra onları en şiddetli bir azaba muztar kılacağızdır.
- Tefhim-ul Kuran: Biz onları az (bir şey ve zaman) olarak metalandırıp yararlandırırız, sonra da onları ağır bir azaba katlandırırız.
Resim yüklenemedi.