Your browser doesn’t support HTML5 audio
لَيْسَ عَلَى ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُوٓا۟ إِذَا مَا ٱتَّقَوا۟ وَّءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ ثُمَّ ٱتَّقَوا۟ وَّءَامَنُوا۟ ثُمَّ ٱتَّقَوا۟ وَّأَحْسَنُوا۟ ۗ وَٱللَّهُ يُحِبُّ ٱلْمُحْسِنِينَ
Leyse alellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cunâhun fîmâ taimû izâ mettekav ve âmenû ve amilûs sâlihâti summettekav ve âmenû summettekav ve ahsenû vallâhu yuhibbul muhsinîn(muhsinîne).
İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah, iyilik edenleri sever.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- yoktur
- لَيْسَ
- ل ي س
- üzerine
- عَلَى
- kimseler
- الَّذِينَ
- inananlar
- امَنُوا
- ا م ن
- ve yapanlara
- وَعَمِلُوا
- ع م ل
- iyi işler
- الصَّالِحَاتِ
- ص ل ح
- bir günah
- جُنَاحٌ
- ج ن ح
- ötürü
- فِيمَا
- yediklerinden
- طَعِمُوا
- ط ع م
- bundan böyle
- إِذَا
- takdirde
- مَا
- korundukları
- اتَّقَوْا
- و ق ي
- ve inandıkları
- وَامَنُوا
- ا م ن
- ve yaptıkları
- وَعَمِلُوا
- ع م ل
- iyi işler
- الصَّالِحَاتِ
- ص ل ح
- sonra (yine)
- ثُمَّ
- korundukları
- اتَّقَوْا
- و ق ي
- ve inandıkları
- وَامَنُوا
- ا م ن
- ve yine
- ثُمَّ
- korundukları
- اتَّقَوْا
- و ق ي
- ve iyilik ettikleri
- وَأَحْسَنُوا
- ح س ن
- Allah
- وَاللَّهُ
- sever
- يُحِبُّ
- ح ب ب
- güzel davrananları
- الْمُحْسِنِينَ
- ح س ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah, iyilik edenleri sever.
- Diyanet Vakfı: İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İman edip yararlı işler yapan kimseler bundan böyle (Allah´tan) korktukları, imanlarında sebat ettikleri, yararlı işler yapmaya devam ettikleri, sonra sakındıkları ve imanlarında iyice sağlamlaştıkları, yine sakınmakla beraber her yaptığını güzel yapan kişi mertebesine erdikleri takdirde, daha önce (haramı) tatmalarından ötürü kendilerine bir günah yoktur. Allah iyi davrananları sever.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İman edip salih amel işleyenler, Allah´tan korktukları, imanlarında sebat ettikleri, salih amel işlemeye devam ettikleri, sonra Allah´tan sakındıkları, imanlarından ayrılmadıkları, yine Allah´tan korktukları ve iyilikte bulundukları müddetçe, daha önce yediklerinden dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah iyilikte bulunanları sever.
- Ali Fikri Yavuz: İman edip sâlih âmeller işleyenler üzerine, bundan böyle sakındıkları ve güzel işlere devam ettikleri, sonra takva ve imanlarında kökleştikleri, daha sonra bu takva ile beraber güzel işlerle meşgul oldukları takdirde, önceden (haram kılınmazdan evvel) tattıkları şeylerde, üzerlerine bir günah yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İyman edib de salâhlı salâhlı işler yapan kimseler bundan böyle sakındıkları ve iymanlarında sebat ile salih salih işlerine devam eyledikleri, sonra takvâlarında ve iymanlarında rüsuh buldukları, sonra bu takvâ ile beraber her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde mukaddema tattıklarında kendilerine bir beis yoktur, Allah muhsinleri sever
- Fizilal-il Kuran: İman edip iyi ameller işleyenler, Allah´tan korkup iman ettikleri, arkasından yine Allah´tan korkup müminliklerini devam ettirdikleri ve sonra yine Allah´tan korkup iyilik yaptıkları takdirde vaktiyle tattıkları haram yiyecek ve içeceklerden dolayı sorumlu tutulmazlar. Hiç kuşkusuz Allah, iyilik yapanları sever.
- Hasan Basri Çantay: İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar — (Bundan sonra haram olan şeylerden de) sakındıkları, îman (larında sebat ile) iyi iyi işlere devam etdikleri, sonra (haram edilen şeylerden dâima) sakınıb (haram olduklarına iyice) inandıkları ve yine sakınmakda devam ve ısrar ile güzel işler (i arayıb onlar) la iştigal eyledikleri takdirde — (haram kılınmazdan evvel) tatdıklarında üzerlerine hiç bir suç yokdur. Allah, iyi hareket edenleri sever.
- İbni Kesir: İman edip salih amel işleyenler, sakınırlar, inanırlar ve salih amel işlerlerse; sonra sakınır ve ihsan ederlerse; daha önce tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Allah, ihsan edenleri sever.
- Ömer Nasuhi Bilmen: İmân edip de sâlih sâlih amellerde bulunanların üzerine ittika edip de mü´min bulundukları ve güzel güzel işleri işledikleri, sonra da muttakî oldukları ve imân eyledikleri, sonra da ittikada bulunarak ihsan yaptıkları takdirde (evvelce) tatmış oldukları şeyde bir günah yoktur. Ve Allah Teâlâ muhsin olanları sever.
- Tefhim-ul Kuran: İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için korkup sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra korkup sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine) korkup sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.