Your browser doesn’t support HTML5 audio
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ سَأَلَ سَآئِلٌۢ بِعَذَابٍ وَاقِعٍ
Se ele sâilun bi azâbin vâkı’n(vâkıın).
(1-3) Soran birisi, yükselme yollarının sahibi Allah tarafından kâfirlere kesinlikle inecek olan ve hiç kimsenin uzaklaştıramayacağı azabı sordu.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sordu
- سَأَلَ
- س ا ل
- bir soran
- سَائِلٌ
- س ا ل
- azabı
- بِعَذَابٍ
- ع ذ ب
- vuku bulacak
- وَاقِعٍ
- و ق ع
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (1-3) Soran birisi, yükselme yollarının sahibi Allah tarafından kâfirlere kesinlikle inecek olan ve hiç kimsenin uzaklaştıramayacağı azabı sordu.
- Diyanet Vakfı: (1-3) Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından inkârcılara gelecek olan ve hiç kimsenin savamayacağı azabı istedi!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İsteyen biri, olacak bir azabı istedi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bir isteyen, olacak azabı istedi.
- Ali Fikri Yavuz: İnecek olan bir azabı, istedi bir isteyen;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İstedi bir sâil bir azâbı ki olacak
- Fizilal-il Kuran: Bir isteyen, inecek azabı istedi.
- Hasan Basri Çantay: İsteyen biri inecek azâbı istedi.
- İbni Kesir: İsteyen birisi, inecek azabı istedi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (1-2) Bir talip, vaki olacak azabı taleb etti. Kâfirler için onu bertaraf edecek yoktur.
- Tefhim-ul Kuran: İstekte bulunan biri, (muhakkak) gerçekleşecek olan bir azabı istedi.
Resim yüklenemedi.