Your browser doesn’t support HTML5 audio
خَٰشِعَةً أَبْصَٰرُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۚ ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمُ ٱلَّذِى كَانُوا۟ يُوعَدُونَ
Hâşi’aten ebsâruhum terhekuhum zilleh(zilletun), zâlikel yevmullezî kânû yûadûn(yûadûne).
(43-44) Dikili putlara akın akın gidercesine, gözleri inmiş, kendilerini zillet kaplamış bir hâlde mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! İşte o, uyarıldıkları gündür.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- korkulu
- خَاشِعَةً
- خ ش ع
- gözleri
- أَبْصَارُهُمْ
- ب ص ر
- onları bürümüş
- تَرْهَقُهُمْ
- ر ه ق
- alçaklık
- ذِلَّةٌ
- ذ ل ل
- işte budur
- ذَٰلِكَ
- gün
- الْيَوْمُ
- ي و م
- الَّذِي
- olan
- كَانُوا
- ك و ن
- onlara va’dedilmiş
- يُوعَدُونَ
- و ع د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (43-44) Dikili putlara akın akın gidercesine, gözleri inmiş, kendilerini zillet kaplamış bir hâlde mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! İşte o, uyarıldıkları gündür.
- Diyanet Vakfı: (43-44) O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar. İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Gözleri düşkün, kendilerini bir zillet saracak da saracak. Odur işte onların vadolunup durdukları gün!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.
- Ali Fikri Yavuz: Gözleri (zillet içinde) düşkün bir halde, kendilerini bir horluk kaplayacak. İşte bugün, o (azabla) vaad edildikleri kıyamet günüdür.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Gözleri düşgün, kendilerini bir zillet saracak da saracak, o işte onların va´dolunup durdukları gün
- Fizilal-il Kuran: Gözleri düşük, yüzlerini alçaklık bürümüş bir durumda. İşte onlara vaadedilen gün, bugündür.
- Hasan Basri Çantay: gözleri horlukla aşağıda, kendilerini bir zillet (ve hakaaret) kaplamış olarak. İşte bu, onların tehdîd edilegeldikleri gündür.
- İbni Kesir: Gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak. İşte bu; onlara vaad olunan gündür.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Gözleri düşkün olduğu halde kendilerini bir zillet kaplayacaktır, işte o, onların tehdid olunmuş oldukları gündür.
- Tefhim-ul Kuran: Gözleri ´korkudan ve dehşetten düşük,´ yüzlerini de bir zillet sarıp kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azab) günüdür.
Resim yüklenemedi.