Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُلْ إِنَّمَا ٱلْعِلْمُ عِندَ ٱللَّهِ وَإِنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٌ مُّبِينٌ
Kul innemel ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubîn(mubînun).
De ki: “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- şüphesiz
- إِنَّمَا
- bilgi
- الْعِلْمُ
- ع ل م
- yanındadır
- عِنْدَ
- ع ن د
- Allah’ın
- اللَّهِ
- ve ancak
- وَإِنَّمَا
- ben
- أَنَا
- bir uyarıcıyım
- نَذِيرٌ
- ن ذ ر
- apaçık
- مُبِينٌ
- ب ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
- Diyanet Vakfı: De ki: O bilgi, ancak Allah´a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «(Ona ait) o bilgi ancak Allah´ın katındadır. Ben, yalnızca açıkça anlatan bir uyarıcıyım (peygamberim).»
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «(O´na ait) bilgi, Allah´ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.»
- Ali Fikri Yavuz: (Onlara) de ki: “- O (azaba dair) ilim, ancak Allah katındadır. Ben, sadece açık anlatan (azabla korkutucu) bir peygamberim.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): De ki, o ılim ancak Allahın ındindedir, ben sade açık anlatan bir nezîr (kocundurucu bir Peygamber)im.
- Fizilal-il Kuran: De ki: «O bilgi ancak Allah´a mahsustur. Ben ise sadece açık sözlü bir uyarıcıyım.»
- Hasan Basri Çantay: De ki: O (nun vaktına âid) bilgi ancak Allahın nezdindedir. Ben sâdece Allahın azabını apaçık haber veren (bir peygamber) im».
- İbni Kesir: De ki: Bilgi; ancak Allah katındadır. Ve ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Şüphe yok, ona ait bilgi ancak Allah´ın indindedir ve ben muhakkak ki ancak açıkça bildiren bir korkutucu peygamberim.»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah´ın katındadır. Ben ancak apaçık olan bir uyarıcı-korkutucuyum.»
Resim yüklenemedi.