Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَيَجْعَلُونَ لِلَّهِ مَا يَكْرَهُونَ وَتَصِفُ أَلْسِنَتُهُمُ ٱلْكَذِبَ أَنَّ لَهُمُ ٱلْحُسْنَىٰ ۖ لَا جَرَمَ أَنَّ لَهُمُ ٱلنَّارَ وَأَنَّهُم مُّفْرَطُونَ
Ve yec’alûne lillâhi mâ yekrehûne ve tesıfu elsinetuhumul kezibe enne lehumul husnâ, lâ cereme enne lehumun nâre ve ennehum mufretûn(mufretûne).
Hoşlarına gitmeyen şeyleri Allah’a isnad ederler. En güzel sonuç kendilerininmiş diye dilleri de yalan uyduruyor. Hiç şüphe yok ki onlara cehennem vardır ve onlar oraya en önde sokulacaklardır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve isnad ediyorlar
- وَيَجْعَلُونَ
- ج ع ل
- Allah’a
- لِلَّهِ
- şeyi
- مَا
- hoşlanmadıkları
- يَكْرَهُونَ
- ك ر ه
- ve uyduruyorlar
- وَتَصِفُ
- و ص ف
- onların dilleri
- أَلْسِنَتُهُمُ
- ل س ن
- yalan
- الْكَذِبَ
- ك ذ ب
- hakkında
- أَنَّ
- kendilerinin olacağı
- لَهُمُ
- en güzel sonucun
- الْحُسْنَىٰ
- ح س ن
- hiç yok ki
- لَا
- şüphe
- جَرَمَ
- ج ر م
- mutlaka
- أَنَّ
- onlara vardır
- لَهُمُ
- ateş
- النَّارَ
- ن و ر
- ve onlar
- وَأَنَّهُمْ
- ona sürüleceklerdir
- مُفْرَطُونَ
- ف ر ط
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Hoşlarına gitmeyen şeyleri Allah’a isnad ederler. En güzel sonuç kendilerininmiş diye dilleri de yalan uyduruyor. Hiç şüphe yok ki onlara cehennem vardır ve onlar oraya en önde sokulacaklardır.
- Diyanet Vakfı: Kendilerinin hoşlarına gitmeyen şeyleri Allah´a isnat ediyorlar. En güzel sonucun kendilerinin olduğunu anlatan dilleri de yalanın örneğini veriyor. Hiç şüphesiz onlar için sadece ateş vardır ve onlar, (ateşe) terkolunacaklar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlar, kendilerinin hoşlanmayacakları şeyleri Allah´a isnat ediyorlar, dilleri de en güzel akıbetin kendilerinin olduğuna ait yalan söylüyor. Doğrusu, onların hakkı sadece ateştir ve onlar en önde gidecekler o ateşe!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Müşrikler, kendilerinin hoşlanmadıkları şeyleri, Allah´a isnad ediyorlar. Dilleri, en güzel şeylerin kendilerine ait olduğunu yalan yere durmadan söyler. Hiç şüphesiz onlar için, sadece ateş vardır. Oraya en önde gidip kalacaklardır.
- Ali Fikri Yavuz: Hem kendilerinin hoşlanmamakta oldukları kızları Allah’a isnad ediyorlar, hem de: “-En güzel akıbet onlarınmış.” diye dilleri kendilerine yalan söylüyor. Çare yok, ateş onların... Oraya en önde gidip kalacaklardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hem Allaha kendilerinin hoşlanmıyacakları şeyler isnad ediyorlar, hem de dilleri kendilerine yalan söylüyor: en güzel akıbet onlarınmış! Doğrusu ateş onların, hem onlar ona en önde gidecekler
- Fizilal-il Kuran: Hoşlarına gitmeyen şeyleri Allah´a yakıştırırlar. Buna rağmen en güzel akıbet kendilerinin olacak diye asılsız kuruntular gevelerler. Oysa, hiç kuşku yok ki, yerleri cehennemdir, oraya öncelikle gireceklerdir.
- Hasan Basri Çantay: Onlar Allah kendilerinin bile hoşlanmamakda oldukları şeyleri isnâd ederler, dilleri de yalan yere en güzel (aakıbet) in muhakkak kendilerine has olduğunu söyler. Hiç şüphe yokdur ki onların hakkı ateşdir ve onlar (cehennemin) öncüler (i) dir.
- İbni Kesir: Hoşlanmadıklarını Allah´a mal ederler. Dilleri de güzel şeylerin kendilerinde olduğunu yalan yere söyler durur. Şüphesiz cehennem onlarındır. Ve onlar, gerçekten aşırı gidenlerdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve Allah için kendilerinin hoşlanmadıklarını isnat ederler ve dilleri yalanı söylüyor ki, onlar için elbette en güzel akıbet vardır. Şüphe yok ki onlar için ateş vardır. Ve onlar mutlaka o ateşte terkedilmişlerdir.
- Tefhim-ul Kuran: Onlar, Allah´a, hoşlarına gitmeyen şeyleri uygun görürler, dilleri de yalan olarak en güzel olanın ´kendilerinin olduğunu´ düzmektedir. Hiç şüphesiz ateş onlar içindir ve hiç şüphesiz onlar, (cehennemde) öncülerdir.
Resim yüklenemedi.