Your browser doesn’t support HTML5 audio
أُو۟لَٰٓئِكَ مَأْوَىٰهُمْ جَهَنَّمُ وَلَا يَجِدُونَ عَنْهَا مَحِيصًا
Ulâike me’vâhum cehennemu ve lâ yecidûne anhâ mahîsâ(mahîsan).
İşte onların barınağı cehennemdir. Ondan bir kaçış yolu bulamazlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- işte onların
- أُولَٰئِكَ
- varacağı yer
- مَأْوَاهُمْ
- ا و ي
- cehennemdir
- جَهَنَّمُ
- وَلَا
- asla bulamazlar
- يَجِدُونَ
- و ج د
- ondan
- عَنْهَا
- kaçmak (imkanı)
- مَحِيصًا
- ح ي ص
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İşte onların barınağı cehennemdir. Ondan bir kaçış yolu bulamazlar.
- Diyanet Vakfı: İşte onların yeri cehennemdir; ondan kaçıp kurtulacak bir yer de bulamayacaklardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte onların varacakları yer cehennemdir ve ondan kurtuluşa hiçbir çare bulamayacaklardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bunların varacakları yer cehennemdir. Ondan kurtulmak için çare bulamazlar.
- Ali Fikri Yavuz: İşte onların varacakları yer Cehennemdir; ve ondan kurtuluşa hiç bir çare bulamayacaklardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte onların varacakları yer Cehennemdir, ve ondan halâsa hiç bir çare bulamıyacaklardır.
- Fizilal-il Kuran: İşte bunların varacakları yer cehennemdir. Ondan kurtulma imkanı bulamazlar.
- Hasan Basri Çantay: İşte onlar (böyle). Onların yurdları cehennemdir. Oradan kaçacak bir yer de bulamayacaklardır onlar.
- İbni Kesir: Onların varacağı yer, cehennemdir. Oradan kaçacak yer de bulamayacaklardır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: İşte onların varacakları yer cehennemdir. Ve ondan kaçıp sığınacak bir yer de bulamayacaklardır.
- Tefhim-ul Kuran: Onların barınma yerleri cehennemdir, ondan kaçacak bir yer de bulamayacaklardır.
Resim yüklenemedi.