Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَرَفَعْنَا فَوْقَهُمُ ٱلطُّورَ بِمِيثَٰقِهِمْ وَقُلْنَا لَهُمُ ٱدْخُلُوا۟ ٱلْبَابَ سُجَّدًا وَقُلْنَا لَهُمْ لَا تَعْدُوا۟ فِى ٱلسَّبْتِ وَأَخَذْنَا مِنْهُم مِّيثَٰقًا غَلِيظًا
Ve refa’nâ fevkahumut tûra bi mîsâkıhim ve kulnâ lehumudhulûl bâbe succeden ve kulnâ lehum lâ ta’dû fîs sebti ve ehaznâ ve minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).
Verdikleri sağlam söz(ü yerine getirmemeleri) sebebiyle “Tûr”u üzerlerine kaldırdık ve onlara, “Tevazu ile kapıdan girin” dedik. Yine onlara, “Cumartesi (yasakları) konusunda haddi aşmayın” dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve kaldırdık
- وَرَفَعْنَا
- ر ف ع
- üzerlerine
- فَوْقَهُمُ
- ف و ق
- Tur’u
- الطُّورَ
- ط و ر
- söz vermeleri için
- بِمِيثَاقِهِمْ
- و ث ق
- ve dedik
- وَقُلْنَا
- ق و ل
- onlara
- لَهُمُ
- girin
- ادْخُلُوا
- د خ ل
- kapıdan
- الْبَابَ
- ب و ب
- secde ederek
- سُجَّدًا
- س ج د
- ve dedik
- وَقُلْنَا
- ق و ل
- onlara
- لَهُمْ
- لَا
- çiğnemeyin
- تَعْدُوا
- ع د و
- فِي
- cumartesi(yasakları)nı
- السَّبْتِ
- س ب ت
- ve aldık
- وَأَخَذْنَا
- ا خ ذ
- onlardan
- مِنْهُمْ
- bir söz
- مِيثَاقًا
- و ث ق
- sağlam
- غَلِيظًا
- غ ل ظ
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Verdikleri sağlam söz(ü yerine getirmemeleri) sebebiyle “Tûr”u üzerlerine kaldırdık ve onlara, “Tevazu ile kapıdan girin” dedik. Yine onlara, “Cumartesi (yasakları) konusunda haddi aşmayın” dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.
- Diyanet Vakfı: Söz vermeleri (ni takviye) için Tûr´u başlarına diktik de onlara, «Baş eğerek kapıdan girin» dedik, «Cumartesi günü sınırı aşmayın» dedik. Kendilerinden sağlam söz aldık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): söz vermeleri için Tur´u üstlerine kaldırdık ve onlara: «Secdelere kapanarak o kapıya girin!» dedik. «Cumartesiye saygısızlık etmeyin!» diye kendilerini uyardık ve onlardan sağlam bir söz aldık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Söz vermeleri için Tur dağını üzerlerine kaldırdık. Onlara: «O kapıdan secde ederek girin» dedik. Yine onlara: «Cumartesi yasağını çiğnemeyin» dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.
- Ali Fikri Yavuz: Verdikleri sözü kuvvetlendirmek ve ona bağlanmak için, Tur dağını üstlerine kaldırdık da kendilerine: “- O şehrin kapısından secdeye kapanarak girin”, dedik. Hem: “- cumartesi günü av yaparak hududu geçmeyin” (diye) söyledik. Böylece kendilerinden (bu hususta) ağır bir misak (te’minât) aldık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve misaka bağlanmaları için Turu üstlerine kaldırdık da «girin secdelere kapanarak o kapıya» dedik onlara, hem «sebt günü tecavüz etmeyin» dedik de onlara kendilerinden ağır bir misak aldık
- Fizilal-il Kuran: Kesin söz vermeleri üzerine, başları üzerinde asılı duran kayayı yukarı çektik. Kendilerine, o kasabanın kapısından secde ederek içeri giriniz ve ´Cumartesi yasağını çiğnemeyiniz´ dedik, bu konularda onlardan sağlam bir söz aldık.
- Hasan Basri Çantay: (Ahd-ü) misâka bağlanmaları için «Tuur» u üstlerine kaldırmış, onlara: «O (şehrin) kapı (sından) hepiniz secdeye kapanır halde girin» demiş, cumartesi günü hakkında da «(Av yaparak haddi) aşmayın» (diye) söylemiş, kendilerinden (bu hususlarda) ağır te´minât almışdık.
- İbni Kesir: Söz vermelerine karşılık Tur dağını üzerlerine kaldırdık. Ve onlara; Şehrin kapısından secde ederek girin, dedik. Cumartesileri aşırı gitmeyin, dedik. Onlardan ağır bir te´minat aldık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve ahidlerine riayet etmeleri için üstlerine Tûr´u kaldırdık ve onlara, «Secde eder olduğunuz halde o kapıdan girin,» dedik ve onlara «Cumartesi günü haddi tecavüz etmeyin,» dedik ve onlardan ağır bir ahid aldık.
- Tefhim-ul Kuran: Kesin söz vermeleri dolayısıyla Tur´u üstlerine yükselttik ve onlara: «Bu kapıdan secde ederek girin» dedik ve onlara: «Cumartesinde haddi aşmayın» da dedik. Ve onlardan kesin bir söz aldık.
Resim yüklenemedi.