Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا سَوْفَ نُصْلِيهِمْ نَارًا كُلَّمَا نَضِجَتْ جُلُودُهُم بَدَّلْنَٰهُمْ جُلُودًا غَيْرَهَا لِيَذُوقُوا۟ ٱلْعَذَابَ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَزِيزًا حَكِيمًا
İnnellezîne keferû bi âyâtinâ sevfe nuslîhim nâra(nâran), kullemâ nadicet culûduhum beddelnâhum culûden gayrehâ li yezûkûl azâb(azâbe) innallâhe kâne azîzen hakîmâ(hakîmen).
Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- şüphesiz
- إِنَّ
- kimseleri
- الَّذِينَ
- inkar eden(leri)
- كَفَرُوا
- ك ف ر
- ayetlerimizi
- بِايَاتِنَا
- ا ي ي
- yakında
- سَوْفَ
- sokacağız
- نُصْلِيهِمْ
- ص ل ي
- bir ateşe
- نَارًا
- ن و ر
- her
- كُلَّمَا
- ك ل ل
- piştikçe
- نَضِجَتْ
- ن ض ج
- derileri
- جُلُودُهُمْ
- ج ل د
- değiştireceğiz
- بَدَّلْنَاهُمْ
- ب د ل
- derileri
- جُلُودًا
- ج ل د
- başkasıyla
- غَيْرَهَا
- غ ي ر
- tadsınlar diye
- لِيَذُوقُوا
- ذ و ق
- azabı
- الْعَذَابَ
- ع ذ ب
- şüphesiz
- إِنَّ
- Allah
- اللَّهَ
- كَانَ
- ك و ن
- daima üstündür
- عَزِيزًا
- ع ز ز
- hüküm ve hikmet sahibidir
- حَكِيمًا
- ح ك م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
- Diyanet Vakfı: Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakîmdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ayetlerimizi tanımayan kafirleri, onları kuşkusuz, yarın bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye kendilerine değiştirmek üzere başka deriler vereceğiz. Çünkü Allah, izzetinin sonu olmayan bir hikmet sahibidir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
- Ali Fikri Yavuz: Şüphesiz ki, âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri yarın ataşe atacağız. Derileri piştikçe, azâbı duysunlar diye kendilerine, değiştirerek başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten Azîz’dir, Hakîm’dir= hükmünde hikmet sahibidir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şüphesiz âyetlerimizi tanımıyan kâfirler, muhakkak ki biz onları yarın bir ateşe yaslıyacağız, derileri piştikçe azabı duysunlar diye kendilerine tebdilen başka deriler vereceğiz; çünkü Allah izzetine nihayet olmıyan bir hakîm bulunuyor
- Fizilal-il Kuran: Hiç kuşkusuz ayetlerimizi inkâr edenleri ilerde ateşe atacağız. Derileri kavruldukça azabın acısını duysunlar diye kendilerine başka deriler giydireceğiz. Hiç şüphesiz Allah üstün iradelidir, hikmet sahibidir.
- Hasan Basri Çantay: Âyetlerimizi inkâr ile kâfir olanlar (var ya) onları muhakkak ki ateşe atacağız. Derileri pişdikce, azabı tadıb durmaları için, onları başka derilerle (yenileyib) değişdireceğiz. Şübhesiz ki Allah mutlak gaalibdir, yegâne hüküm ve hikmet saahibidir.
- İbni Kesir: Şüphesiz ki ayetlerimizi inkar edenleri yakında ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, derilerini değiştirip yenileyeceğiz. Allah; Aziz, Hakim olandır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Şüphesiz o kimseler ki, bizim âyetlerimizi inkâr ettiler, onları elbette bir ateşe yaslayacağız. Onların derileri her piştikçe azabı tatmaları için onları başka deriler ile değiştireceğiz. Şüphe yok ki Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir.
- Tefhim-ul Kuran: Ayetlerimize karşı küfre sapanları şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tadmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten, Allah, güçlü ve üstün olandır. Hüküm ve hikmet sahibidir.
Resim yüklenemedi.